Transcript

  !"#$ &'()*+ ,-./-0 102334353464782393:534;;<0=>?@ A?=B=  Arama Ekranına Geri Dön  ()  Yeni Arama Yap  (index.php?sayfa=arama)(./)   Asıl ismi Mehmed’dir. Edebî sohbetlerine katılarak kendisinden çok ! ey ö " rendi " i hocası Hoca Ne ! 'et tarafından verilen Es'ad mahlasını1784 (Ergun 1932: 7) yılına kadar kullanmı !  daha sonra da Gâlib mahlasını almı ! tır. 1757 yılında # stanbul’da Yenikapı Mevlevihanesicivarında do " an Gâlib’in babası Mustafa Re !  îd (ö. 1801), annesi Âmine Hâtun (ö.1794)’dur. Safiyyullah Musa Dede’ye müntesip bir Mevleviolan $ eyh Gâlib’in babası Mustafa Re !  îd (Genç 2000: 373-374; Gölpınarlı 1953: 6-7) Dîvân-ı Hümâyûn katibi idi (Bombaci 1968: 324). H.Hatemi’nin dile getirdi " i, Nizâm-ı Cedîd’in ba ! ına Talimli Asker Nâzırı olarak getirilen ve Çelebi ünvanıyla anılan Mustafa Re !  îd Efendi’nin $ eyh Gâlib’in babası Mustafa Re !  îd olma ihtimali (1993: V: 198) yoktur zira bu ! ahıs III. Selîm’in dev ! irmelerinden biri olup devletkademelerinde yükselmi ! tir (Shaw 2000: 130). $ eyh Gâlib’in babası ise, Yenikapı Mevlevihanesi müdavimi bir Mevlevidir hatta son yapılançalı ! malara göre buranın on ikinci ! eyhi Kûçek Muhammed Dede'nin o " ludur (Gürer 2000: 206) ve tabiidir ki bu nedenden dolayı bir dev ! irme de " ildir. $ eyh Gâlib çocuklu " undaki ilk tahsilini babasından almı ! , ondan bir çok ilim ö " renmi ! , babasıyla okudu " u Manzûme-i ! âhidî  ’den ba ! kakimseden Farsça ve ! iir bilgisi tahsil etmemi ! tir (Genç 2000: 374). Ancak ilerleyen ya ! larda Hoca Ne ! 'et (ö. 1807)’in edebiyat sohbetlerinekatıldı " ı, Galata Mevlevihanesi ! eyhi Hüseyin Efendi’den istifade etti " i, Hamdî isminde bir zattan Arapça ö " rendi " i kaynaklarda zikredilmi ! tir (Ergun 1932: 5-6). $ eyh Gâlib, Dîvân-ı Hümâyûn katibi olan babası ve sohbet meclislerine katıldı " ı Hoca Ne ! 'et’in çevresinde bulunanReîsülküttâb Râ ! id, Vak'anüvîs Pertev gibi zâtlardan olu ! an arkada !  çevresiyle paralel olarak yirmi dört ya ! ındayken Dîvân-ı Hümâyûnkaleminde çalı ! mı ! tır (Çiftçi: 320). “Kâne kelâm-ı Gâlib” terkibi onun Dîvân ’ını tertipledi " i yıla dü ! ürülmü !  bir tarih oldu " una göre (Genç 2000:375) bunun 1195/1781 senesine yani kâtipli " e ba ! ladı " ındaki yirmi dört ya ! ına tekabül etti " i görülecektir. Bundan iki yıl sonra da me ! hur  Hüsn ü A " k   mesnevisini yazmı ! tır.Mevlevî muhitinde yeti ! en $ eyh Gâlib, Hüsn ü A " k  ’ı yazdıktan (1197/1782-3) sonra Konya’ya giderek Ebûbekir Çelebi’nin (ö. 1784)himayesinde çileye soyunur. Ancak ailesinin Çelebi’den mektupla ricaları üzerine # stanbul’a gönderilen $ eyh Gâlib YenikapıMevlevihanesinde Ali Nutkî Dede’nin (ö. 1804) yanında 23 Ramazan 1198/1784'te çileye soyunur ve 25 Ramazan 1201/11 Haziran 1787senesinde çilesini tamamlar (Yüksel 1980: 16). Çilesini tamamladıktan sonra 8 Recep 1203/4 Nisan 1789'da Trabzonlu Köseç AhmedDede’nin  E't-Tuhfetü’l-Behiyye fî Tarîkati Mevleviyye ’sine de E’s-Sohbetü’s-Safiyye ismini verdi " i bir hâ ! iye yazmı ! tır (Yüksel 1980: 16).Sütlüce’de Yusuf Sîneçâk’ın türbeleri yakınında bir ev satın alıp orada ya ! amaya ba ! ladı. Yenikapı Mevlevihanesinde de mukabeleleredevam etti " i bu hengâmda 1204 yılının Recep ayında (Mart 1790) Yusuf Sîneçâk’ın Cezîre-i Mesnevî  'sine ! erh yazan Gâlib Dede, ayrıcaSütlüce’deki bu ikameti zarfında, III. Selîm tarafından Mevlânâ’nın türbesine gönderilecek örtünün ba !  tarafına yazılmak için bir beyit istemi ! ve o da; "Müceddil oldu " u Sultân Selîm'in dîn ü dünyâya / Nümâyândır bu nev-pû !  îdesinden kabr-i Monlâ'ya" beyitini yazmı ! tır (Genç 2000:384). $ eyh Gâlib muhtemelen çilesini tamamladıktan sonraki bu dönemde de evlenmi ! tir. Ahmed, Mehmed ve Zübeyde isminde üç çocu " u vardır (Gölpınarlı 1953: 10). Bunlardan Zübeyde'nin 1210/1795 tarihindeki do " umu için Esrâr Dede bir tarih dü ! ürmü ! tür (Genç 2000: 583). 11Haziran 1790/9 $ evval 1205’da Mehmed Emîn Çelebi tarafından Galata Mevlevihanesi ! eyhli " ine getirilen Gâlib Dede böylece, edebiyattarihi yanında Mevlevilik ve siyasi tarih sahnesine de çıkmı ! tır. Bu tarihten sonra $ eyh Gâlib, III. Selim ve aile fertleri ile daha yakın bir ili ! kiiçine girmi ! tir. Dolayısıyla ilk gençlik yıllarındaki Hoca Ne ! 'et, Reîsülküttâb Râ ! id, Vak'anüvîs Pertev gibi hamilerine III. Selîm, annesiMihri ! âh Sultan, kızkarde ! leri Beyhân ve Hatice sultanlar da eklenecektir. $ eyh Gâlib, ! eyhli " inin ilk senesinde ba ! ında bulundu " u GalataMevlevihanesinin tadilatını istemek için bir kaside yazıp Bâb-ı Âlî'ye takdim etmi ! tir. III. Selîm'in sır kâtibi Ahmed Efendi'nin 11 Recep 1206/4Mart 1792 tarihli notlarında ! öyle anlatılmı ! tır: "Galata Mevlevîhânesinde ! eyh olan Es'ad Gâlib Dede Efendi, tekyenin tamirini niyâzzımnında söyledi " i kaside Bâb-ı Âlîden rikâba arz olunma " la müceddeden binâ ve in ! âsına emr u fermân buyurulur." (Arıkan 1993: 63). Fermandan kısa bir süre sonra 20 Recep 1206/16 Mart 1791'de tadilat ba ! lamı !  ve 9 Zilhicce 1206/29 Temmuz 1792'de tamamlanmı ! tır. 15Zilhicce/4 A " ustos 1792'de de ilk mukabele yapılmı ! tır (Genç 2000: 384). 20 Muharrem 1207/7 Eylül 1792 tarihinde de III. Selîm GalataMevlevihanesinde mukabeleye katılır ve tüm dervi ! lere 500'er kuru ! , $ eyh Gâlib'le birlikte orada bulunan misafir ! eyhlere de birer çıkın altınihsan etmi ! tir (Arıkan 1993: 94). Buna ek olarak III. Selîm 1207/1792'de $ eyh Gâlib'in Dîvân 'ını 3000 liraya yazdırıp tezhipletmi ! , döneminünlü hattatlarından Cevrî'nin istinsah etti " i bir Mesnevî-i ! erîf'  i de $ eyh Gâlib'e hediye etmi ! tir (Yüksel 1980: 20).10 Safer 1209/6 Eylül 1794 tarihli bir fermanda $ eyh Gâlib'e, mesnevihanlıklara atama için öneride bulunma hakkı verilmi ! tir ki bu, saraytarafından kendisine duyulan sevgi ve güvenin bir göstergisidir (Yüksel 1980: 20-21). Bu sevgi ve güvenin bizce en temel sebebi de $ eyhGâlib'in III. Selîm ve reformlarına taraftar olmasıdır. Bilindi " i gibi III. Selîm'in reformları, bazı dinî çevreler tarafından a " ır muhalefetlekar  ! ıla ! ıyordu. $ eyh Gâlib tam da bu noktada hem ! eyh kimli " ini hem de ! airli " ini, bütün kalbiyle inandı " ı "Nizâm-ı Cedîd" ıstılahlarınıdesteklemeye adamı ! tı. Yapılan, tamir edilen tüm askerî binalar, mühendishaneler ve kurulan askerî birlikler için en az birer tarih dü ! üren $ eyh Gâlib, III. Selîm'in de yaptı " ı reformlarla devlete ve # slam'a hizmet etti " ini anlatan kasideler yazmı ! tır. Padi ! ahla $ eyh Gâlib'in  Arama (?sayfa=arama)Proje (?sayfa=proje)Yazım Kuralları (?sayfa=yazim_kurallari)Eri ! im (?sayfa=erisim)Destekleyici Kurum (?sayfa=destekleyici)Giri !  (?sayfa=giris)Diller   arasındaki ili ! kiler de yukarıda anlattıklarımızla sınırlıdır. Yoksa dilden dile dola ! an bazı rivayetlerde aktarıldı " ı gibi Sultan Selîm'in $ eyhGâlib'i "Pamuk $ eyhim" diye sevip, hatta sohbet sırasında istirahat lüzumunu duyunca dizine yattı " ı (Ahmet Hikmet. #  lave-i Hak.  no. 12'denaktaran Okçu 1993: 7) hayal ürününden öteye geçmemektedir.Bugün elimizde 9 Recep 1205-Ramazan 1217/15 Mart 1791-Aralık 1802 tarihleri arasında gün gün III. Selîm'in neler yaptı " ını anlatan bir  Rûz-nâme vardır. $ eyh Gâlib'in 9 $ evval 1205/11 Haziran 1790’da Mehmed Emîn Çelebi tarafından Galata Mevlevihanesi ! eyhli " inegetirilmesinden 26 Recep 1213/3 Ocak 1799'daki vefatına kadarki dönemi de kapsayan bu günlükte $ eyh Gâlib'in adı sadece iki yerdegeçmektedir. Bunlardan birincisi Mevlevihanenin tamiri için $ eyh Gâlib'in yazdı " ı kasidenin Bâb-ı Âlî tarafından sultana gönderildi " i 11 Recep1206/4 Mart 1792 tarihli notta geçmektedir (Arıkan 1993: 63). # fade edildi " i gibi ! iir bizzat ! air tarafından takdim edilmemi ! tir. $ eyh Gâlib'denbahseden di " er not ise 20 Muharrem 1207/7 Eylül 1792 tarihinde III. Selîm'in Galata Mevlevihanesinde mukabeleye katılması bahsinde"zâviye-i mezkûrun ! eyhi olan Es'ad Gâlib Dede Efendi'ye bir çıkın ve misâfir me ! âyiha bir çıkın altun ihsân..." ! eklinde geçmektedir (Arıkan1993: 94). III. Selîm ile $ eyh Gâlib'in yüzyüze görü ! melerine dair tek kayıt budur. $ eyh Gâlib'in vefat etti " i 26 Recep 1213/3 Ocak 1799 ve ertesi gün için III. Selîm'in ! unları yaptı " ı kayıtlıdır:"25. çar  ! amba ve ertesi 26. per  ! embe günleri Topkapıda e " lenilip gecesi Leyle-i Mi'râc olmakla ba'd-el-ma " rîb A " alar Câmi'i te ! errüf buyurulup Vâlide Câmi'i ! eyhi Es'ad Efendi va'z eyleyip Nak ! ibendiye'den Üsküdârî # brahim Efendi hatm-i hâcegân ve dua ve imâmlar hatm-i ! erîf hitâmında salât-ı i ! âyı Hırka-i $ erîf odasında ba'd-el-edâ iffetsarây-ı mülûkânelerine teveccüh buyurdular. Ertesi 27. Cuma günü Ayasofya-i Kebîr'e alây-süvâr te ! errüf ve avdetde Topkapı'ya nüzûl ve istirâhat buyuruldu." (Arıkan 1993: 295).Tüm bu bilgilerden hareketle, III. Selîm ve $ eyh Gâlib dostlu " unun rivayetlere mübala " alı bir ! ekilde yansıdı " ı rahatlıkla söylenebilir. Bununlabirlikte III. Selîm'in annesi Mihri ! âh Sultan, kızkarde ! leri Hatice Sultân özellikle de Beyhân Sultân'ın $ eyh Gâlib üzerindeki himayelerinindaha fazla oldu " u görülmektedir. $ eyh Gâlib, Mihri ! âh Sultân tarafından yaptırılan Sütlüce'de Humbaracılar kı ! lasındaki cami (1793), Eyüp'tebir çe ! me (1795), yeniden yapılan Kasımpa ! a Mevlevi Dergâhı (1796), Levend Çiftli " indeki kı ! laya yapılan çe ! me (1796) için tarihdü ! ürmü ! tür. III. Selîm'in kız karde ! i Beyhân Sultân da $ eyh Gâlib'in hamilerinden biridir. Beyhân Sultân'ın Çıra " an ve Akıntıburnu'nda in ! aettirdi " i kasırlar için $ eyh Gâlib tarihler dü ! ürmü ! tür. Biraz abartılı gibi görünse de Beyhân Sultân'ın caize olarak $ eyh Gâlib'e 10 bin altınverdi " i ve $ eyh Gâlib'in Dîvân 'ını tezhip ettirerek hediye etti " i rivayetler arasındadır (Ergun 1936: 18).Mevleviler arasında dola ! an bir rivayete göre de $ eyh Gâlib, Beyhân Sultân'a â ! ıktır ancak a ! kını bildirmemi ! tir (Ergun 1936: 39). Ancak $ eyh Gâlib'in, ! iirlerinden anla ! ıldı " ı kadarıyla Beyhân Sultân'a a ! ktan ziyade derin bir hürmeti, saygısı ve buna ba " lı olarak da hayranlı " ıvardır. Beyhân Sultan'ı özellikle yaptı " ı hayırlar, ehl-i irfana sahip çıkması ve benzeri dinî açılardan övmesi de bunun asılsız bir söylentidenöteye geçmedi " ini göstermektedir. $ eyh Gâlib'in Dîvân 'ında Beyhân Sultân'a ve yaptırdı " ı kasırlara yazılmı !  1 terci-i bend, 4 kaside, 4 tarihve yine Çıra " an Kasrı için yazılmı !  1 ! arkı vardır. III. Selîm'in di " er kızkarde ! i Hatice Sultân da Ne ! etâbâd'da bir kasır yaptırmı ! tır ki $ eyhGâlib bu kasır için bir tarih dü ! ürmü ! tür. $ eyh Gâlib'in Hatice Sultân'la ilgili yazdı " ı tek ! iir budur. $ eyh Gâlib'in müritlerinden, divan edebiyatının önemli ! airlerinden Esrâr Dede (1748-1796)'nin $ eyh Gâlib ile olan münasebeti MehmedEsrâr'ın Galata Mevlevihanesinde $ eyh Gâlib'in bir sohbetine katılmasıyla ba ! lamı ! ; hemen ertesi günü Mevlevili " e intisab etmi !  ve çileyesoyunmu ! tur. 1793 tarihindeki bu intisabından sonra çilesini tamamladı " ı gün vefat etmi ! tir (Horata 1998: 12). Esrâr Dede'nin hacegânsınıfından oldu " u # hsan Mahvî tarafından dile getirilmi ! tir (Horata 1998: 7). Söz konusu tabirin Reisülküttaba ba " lı Dîvân-ı Hümâyûnkaleminde çalı ! anlar için de kullanıldı " ı bilinmektedir. $ eyh Gâlib'in de Mevlevili " e intisabından önce Beylikçi Kaleminde çalı ! tı " ı ve hâcegânsınıfından oldu " u gözönüne alınırsa, tanı ! ıklıklarının daha önceye dayandı " ı veya en azından aynı çevreye mensup ortak tanıdıklarınınoldu " u hatıra gelmektedir. $ eyh Gâlib’in ölüm nedeniyle ilgili bir çok hikâye anlatılır ki bunların ço " u, gerçe " e aykırı hikâyeler gibi durmaktadır ve ! ifahidir. Örne " in III.Selîm Be ! ikta !  Mevlevihanesine gitti " i bir gün, Mesnevî'  nin Gâlib tarafından okunmasını ister, $ eyh Gâlib de kürsüye çıkar. Teamüllere aykırıolan bu davranı ! a içerleyen mevlevihanenin ! eyhi Yusuf Zühdî Dede, $ eyh Gâlib’e gönül koyar. $ eyh Gâlib'in de kürsüde iken nutku tutulur ve mahcup bir ! ekilde kürsüden iner. Gâlib evine döndü " ünde hastalanır ve vefat eder (Ergun 1936: 45). Di " er bir rivayete göre de YenikapıMevlevîhânesi'ne giden Gâlib, Ali Nutkî Dede’nin kar  ! ısına gururlu bir ! ekilde oturmu !  ve hatta sikkesini çıkarmı ! . Bu davranı ! ı Ali Nutkî Dede’nin çok gücüne gitti " inden Gâlib hastalanmı !  ve vefat etmi ! tir (Ergun 1936: 45). Ba ! ka bir rivayette de $ eyh Gâlib, YenikapıMevlevihanesine at üzerinde giderken Sahîh Ahmed Dede ile kar  ! ıla ! mı !  ve atından inmeden ona selam vermi ! tir. Hem feyz aldı " ı dergâhaat üzerinde gitmemesi hem de Ahmed Dede'ye at üzerindeyken selam vermemesi gereken Gâlib bu hürmetsizli " ine kar  ! ılık hastalanmı !  veölmü ! tür (Ergun 1936: 47). Son olarak aktarılan rivayetlerden birine göre de $ eyh Gâlib, bir Cuma mukabelesinde yanında; çok ! atafatlıgiyinip gösteri ! e önem verdi " ini, böyle yapan insanların ba ! larını feda etmeleri gerekti " ini söyleyen bir not bulur. Buna çok üzülen $ eyh Gâlibhastalanarak vefat eder (Ergun 1936: 44).Gâlib'in en önemli eserleri Dîvân 'ı ve Hüsn ü A " k   mesnevisidir: 1.   Dîvân : Dîvân 'ını 1195/1781 senesinde, 24 ya ! ındayken tamamlayan $ eyh Gâlib klasik Türk edebiyatında çok az kullanılanlar da dâhilolmak üzere çok çe ! itli vezinlerde hemen hemen bütün klasik nazım ! ekillerinde ! iirler yazmı ! tır. Dilin her ne kadar sade olması gerekti " inisavunsa da kültür birikiminin de etkisiyle bunu tam olarak hayata geçirememi ! tir. Ancak ba " lı bulundu " u Sebk-i Hindî ekolünün de bir özelli " iolarak, mahallî söyleyi ! ler, atasözleri ve deyimler, öz Türkçe kelimeler ! iirlerinde bolca kullanılmı ! tır. ! eyh Gâlib Dîvânı 'nın yüksek edebî de " erinin yanında di " er en önemli özelli " i, III. Selim döneminde yapılan Nizâm-ı Cedîd reformlarıyla ilgili çok fazla sayıda kaside ve tarihleribarındırmasıdır ki sosyal ve siyasi tarih ara ! tırmacıları açısından oldukça önemli bir kaynaktır. Dîvân 'ın Dil ve Tarih-Co " rafya Fakültesi Genel Kitaplı " ında Esrâr Dede tarafından istinsah edilmi !  ve $ eyh Gâlib tarafından kontrolü yapılmı ! 1209/1794 tarihli bir nüshası vardır. # stanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar bölümünde 5531 no'da yer alan ! eyh GâlibDîvânı 'nın ise yukarıda bahsedilen III. Selîm tarafından ciltlenip tezhip ettirilen nüsha olabilece " i söylenmi ! tir (Yüksel 1980: 44). ! eyh GâlibDîvânı 'nın yeni harflerle ne ! ri Okçu (1993) ve Kalkı ! ım (1994) tarafından yapılmı ! tır. $ eyh Gâlib'in ! iirlerine tespit edebildi " imiz kadarıyla klasik Türk musıkisi formunda otuz sekiz farklı beste yapılmı ! tır. Bunun yanında YalçınTura tarafından on iki ! iiri Klasik Batı Müzi " i formunda bestelenmi !  ve ! eyh Galib'e Saygı  adıyla Türkiye #!  Bankası Kültür Yayınlarıtarafından piyasaya sürülmü ! tür.  2.   Hüsn ü A " k:   $ eyh Gâlib'in me ! hur alegorik tasavvufi mesnevisidir. Dîvân 'ını tertiplemesinden iki yıl sonra 1197/1782-83'te bir edebiyatmeclisinde dostları, Nâbî'nin Hayrâbâd  'ını okuyup buna nazire yazmak mümkün de " ildir dercesine fazlaca methederler. Bunu bir meydanokuma olarak kabul eden $ eyh Gâlib, Hüsn ü A " k  'ı yazmaya karar verir ve altı ayda eserini tamamlar (Okay ve Ayan 1992: 38). Hüsn ü A " k  , ba ! ından sonuna bir "seyr ü süluk"un ve bu yolda bir mür  ! id-i kâmilin rehberli " inde salikin vuslata eri ! inin hikâyesidir. Bumesnevinin edebiyat tarihinin kö ! e ta ! larından biri olmasının bir çok nedeni vardır. Hüsn ü A " k  , "yenile ! me" dü ! üncelerinin yaygın oldu " u bir dönemde bu yenilik fikrinin ! iir alanında hayata geçi ! inin en güzel örne " idir. Gerek eserin kurgusu, gerek kullanılan taze mazmunlar vekendine has dili bu eseri bir ! aheser konumuna ula ! tırmı ! tır.Süleymâniye Kütüphanesi, Hâlet Efendi bölümünde, 171 no'lu Hüsn ü A " k   nüshası $ eyh Gâlib'in kendi elyazısıyla yazılmı !  en de " erlinüshadır. Mesnevi, Abdülbaki Gölpınarlı (1968), Orhan Okay ve Hüseyin Ayan (1975) tarafından yeni harflerle ne ! redilmi ! tir. 3.   E's-Sohbetü's-Safiyye:   $ eyh Gâlib'in, Köseç Ahmed Dede'nin (ö. 1777) E't-Tuhfetü'l-Behiyye fî Tarîkati'l-Mevleviyye  isimli risalesinin bazıbölümlerini Arapça olarak açıkladı " ı küçük çaplı bir eseridir. 8 Recep 1203/4 Nisan 1789 tarihinde tamamladı " ı bu eserinde $ eyh Gâlibzaman zaman Ahmed Dede'nin ifade ve yorumlarını düzeltme yoluna gitmi ! tir ki bu da onun Mevlevili " e vukufiyetinin büyüklü " ünügöstermesi açısından oldukça önemlidir. # stanbul Üniversitesi Kütüphanesinde, 6335 no'daki nüshası 1203/1788 tarihlidir, 1213/1797 tarihli di " er bir nüshası da Adnan Ötüken # l HalkKütüphanesi koleksiyonunda 173 numaradadır. Ahmed Remzi Dede tarafından Türkçeye çevrilmi ! tir ancak yeni harflerle ne ! ri yapılmamı ! tır. 4.   ! erh-i Cezîre-i Mesnevî:  16. yüzyıl Mevlevi ! airlerinden Yusuf Sîneçâk'ın Mevlânâ'nın Mesnevî'  sinden seçti " i 366 beyitten olu ! turdu " u bir antoloji olan Cezîre-i Mesnevî  'ye $ eyh Gâlib tarafından yazılan ! erhtir. $ eyh Gâlib bu eseri, çilesini tamamladıktan sonra, GalataMevlevihanesine ! eyh olmadan önce Recep 1204/Mart 1790'da yazmı ! tır. Eserde her beyitin tercümesi verilip akabinde tasavvufi açıdan ! erhi yapılmı ! tır. Bu eserde $ eyh Gâlib'in tasavvufi bilgisinin yanında nesirdeki kabiliyeti de rahatlıkla görülmektedir.Eserde her beyitin tercümesi verilip akabinde tasavvufi açıdan ! erhi yapılmı ! tır. Bu eserde $ eyh Gâlib'in tasavvufi bilgisinin yanında nesirdekikabiliyeti de rahatlıkla görülmektedir. Bilinen en eski nüsha 1206/1791 tarihli, # stanbul Üniversitesi, Hâlet Efendi bölümündeki 27 numaralınüshadır. Eser Turgut Karabey, Mehmet Vanlıo " lu ve Mehmet Atalay'ın (1996) ortak bir çalı ! ması olarak yayımlanmı ! tır. $ eyh Gâlib klasik Türk edebiyatının zirvesindeki son ! air olarak kabul edilir. Elbette ondan sonra da klasik ! iirler yazılmı ! tır ancak hiç kimseonun klasik ! iirde ula ! tı " ı noktadan ileriye gidememi ! tir, hatta onun bulundu " u noktaya dahi ula ! amamı ! tır. $ eyh Gâlib klasik Türkedebiyatının en güzel elvedasıdır. Onu klasik Türk edebiyatının zirvesine ula ! tıran saikler, Türk ve # ran edebiyatlarının kendi döneminekadarki tüm geli ! imine geni !  vukufiyeti, tasavvufi derinli " i, "elsine-i selase"ye yani Arapça, Farsça ve Osmanlı Türkçesine hâkimiyeti,toplumsal ve siyasi olaylara duyarlılı " ı, kulluk sınırlarını asla tecavüz etmeyen engin bir özgüven ! eklinde özetlenebilir. $ urası muhakkak kionu $ eyh Gâlib yapan en güçlü yan, tüm bu kalitelerinin yanında Tanrı vergisi hayal dünyasını, ! airli " inin elinde bir hamur gibiyo " urabilmesidir. Bu nedenledir ki onun ! iirleri, her çe ! it vezinden türlü türlü nazım ! ekillerine, en a " ır terkiplerden en yerel kelime vedeyimlere kadar geni !  bir alana hükmetmi ! tir. C?D@?EF?  Arıkan, V. Sema (1993). III. Selim'in Sırkâtibi Ahmed Efendi Tarafından Tutulan Rûznâme.  Ankara: TTK Yay.Bombaci, Alessio (1968). Histoire de la littérature Turque . çev. I. Melikoff. Paris: Librairie C. Klincksieck.Çiftçi, Ömer. Fatîn Davud. Hâtimetü'l-E  " 'âr  . http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-219117/h/metin.pdf [eri ! im tarihi: 01.05.2012]Ergun, Sadettin Nüzhet (1932). ! eyh Galip. # stanbul: Kanaat Kütüphanesi.Ergun, Sadettin Nüzhet (1936). ! eyh Galip Hayatı ve Eserleri. # stanbul: Bozkurd Matbaası.Genç, # lhan (hzl.) (2000). Esrar Dede, Tezkire-i ! u'arâ-yı Mevleviyye.  Ankara: AKM Yay.Gölpınarlı, Abdülbaki (1953). ! eyh Galip hayatı, sanatı, " iirleri  . # stanbul: Varlık.Gölpınarlı, Abdülbaki (hzl.) (1968). ! eyh Galip, Hüsn ü A " k  . # stanbul: Altın Kitaplar.Gölpınarlı, Abdülbaki (1988). ! eyh Galip Divanı'ndan Seçmeler  . # stanbul: MEB Yay.Gürer, Abdulkadir (2000). “ $ eyh Gâlib Hakkında Yeni Bilgiler”. Türkoloji Dergisi   13 (1): 203-225.Hatemi, Hüsrev (1993). "Nizâm-ı Cedîd". Osmanlı Ansiklopedisi. C. 5. # stanbul: A " aç Yay. 197-201.Horata, Osman (1998). Esrâr Dede, Hayatı, Eserleri, ! iir Dünyası ve Dîvânı.  Ankara: KB Yay.Kalkı ! ım, Muhsin (1994). ! eyh Gâlib Dîvânı.  Ankara: Akça "  Yay.Karabey, Turgut, M. Vanlıo " lu, M. Atalay (hzl.) (1996). ! eyh Gâlib, ! erh-i Cezîre-i Mesnevî.  Erzurum: Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Yay.Okay, Orhan, H. Ayan (hzl.) (1992). ! eyh Galip, Hüsn ü A " k  . # stanbul: Dergâh Yay.Okçu, Naci (1993). ! eyh Galib, Hayatı, Edebî Ki  " ili  $  i, Eserleri, ! iirlerinin Umûmî Tahlîli ve Divânın Tenkidli Metni.  2 C. Ankara: Kültür Bakanlı " ı Yay.Shaw, Stanford J. (2000). Studies in Ottoman and Turkish History  . # stanbul: ISIS.Yüksel, Sedit (1980). ! eyh Galip Eserlerinin Dil ve Sanat De $  eri.  Ankara: Türkiye #!  Bankası Kültür Yay. GHI2 GJ2 KLM)$ NO(N"J !"##$ &"'() *"+,-,. 9P2QP29Q3: /012$33$)$ *"+,-,. "R-BS-B=@0-@ TB@-ES-B  DîvânMüseddes-i Na't-ı ! erîf-i Nebevî  Mef'ûlü Mefâ'îlü Mefâ'îlü Fe'ûlün Sultân-ı rüsül ! âh-ı mümeccedsin efendimBî-çârelere devlet-i sermedsin efendimDîvân-ı ilâhîde ser-âmedsin efendimMen ! ûr-ı "le-'amrük"le müeyyedsin efendimSen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendimHakdan bize sultân-ı mü'eyyedsin efendim Tâbi ! -dih-i ervâh-ı mücerred güherindir Mâli ! -geh-i ruhsâr-ı melek hâk-i derindir  Âyîne-i dîdâr-ı tecellî nazarındır Bû Bekr Ömer Osmân ü Alî yârlarındır Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendimHakdan bize sultân-ı müeyyedsin efendim Hutben okunur minber-i iklîm-i bekâdaHükmün tutulur mahkeme-i rûz-ı cezâdaGülbank-i kudûmün çekilir ar  ! -ı Hudâ’daEsmâ-i ! erîfin ânılır arz ü semâdaSen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendimHakdan bize sultân-ı müeyyedsin efendim Ol dem ki velîlerle nebîler kala hayrân"Nefsî" deyü deh ! etle kopa cümleden efgânYe’s ile usâtın ola ahvâli perî  ! ânDestûr-ı ! efâ'atla senindir yine meydânSen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendimHakdan bize sultân-ı müeyyedsin efendim Bir gün ki dalup bahr-ı gama fikrete gittim # lden yitürüp kendümi bî-hôdlı " a yitdim # syânım anıp âkıbetimden hazer etdimBu matla'ı yâd eyledi bir seyyid i ! itdimSen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendimHakdan bize sultân-ı müeyyedsin efendim Ümmîddeyiz ye's ile âh eylemeyiz bizSermâye-i îmânı tebâh eylemeyiz bizBâbın koyup a " yâre penâh eylemeyiz bizBir kimseye sâyende nigâh eylemeyiz bizSen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendimHakdan bize sultân-ı müeyyedsin efendim Bîçâredir ümmetlerin isyânına bakmaDest-i red urup hasret ile dûzaha yakmaRâhm eyle amân âte ! -i hicrânına yakmaEz-cümle kulun Gâlib-i pür-cürmü bırakmaSen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendimHakdan bize sultân-ı müeyyedsin efendimOkçu, Naci (1993). ! eyh Galib, Hayatı, Edebî Ki  " ili  $  i, Eserleri, ! iirlerinin Umûmî Tahlîli ve Divânın Tenkidli Metni.  Ankara: KB Yay. 339-341.  Mersiye Berây-ı Esrâr Dede Mef'ûlü Fâilâtü Mefâ'îlü Fâ'ilün Kan a " lasın bu dîde-i dür-bârım a " lasın Ansın benim o yâr-ı vefâdârım a " lasınÇe ! m ü dehân u ârız u ruhsârım a " lasınBa ! tan ba ! a bu cism-i siyeh-kârım a " lasın A " yârım a " lasın bana hem yârım a " lasınGû !  eyleyen hikâyet-i Esrâr’ım a " lasınNâ-dîde bir güher telef etdim dirîg ü âh  Hâk içre defnedüp gerü gitdim dirîg ü âh Zât-ı ! erîfi âleme bir yâdigâr idiFakr u fenâ vü a ! k u hüner ber-karâr idiHer ! eb misâl-i ! em’ benimle yanâr idiSâye gibi yanımda enîs-i nehâr idiHakkâ tamâm â ! ık idi yâr-ı gâr idiBirkaç zamân mu'ammer olaydı ne vâr idi  Allâh verdi aldı yine kurb-i hazreteBiz kaldık intizâr ile rûz-i kıyâmete  Âhir nefesde sohbeti oldı muhabbet âhBir yâre urdı ba " rıma âh derd-i firkat âhGelmezdi hiç kalb-i fakîre bu sûret âhEy kâ !  etmeyeydim o â ! ıkla sohbet âhYakmazdı belki cânımı bu nâr-ı hasret âhTelhetdi kâmımı o zehirnâk ! erbet âh Eyvâh elden o gül-i handânım aldı mevtEsrâr'ım aldı cümle dil ü cânım aldı mevt Olsun mübârek ol mehe kabr-i sa'âdetiMevlâ müyesser ide makâm-ı ! efâ'atiBitmi !  ne çâre dâne vü gelmi ! di sâ'atiDehrin budur hemî  ! e muhibbâne âdetiTevfîk içündür etse de izhâr vuslatıZehri yutulmaz a " za alınmaz harâreti Ben gördü " üm bu dâr-ı fenânın fenâsıdır Bâkî Hudâ rızâsı bekâ Hak bekâsıdır  Meydân-ı Mevlevîde ni ! ân â ! ikâr edipPervâz ederdi ! evk ile ankâ ! ikâr edipEylerdi nây u defle semâ âh u zâr edipBulmu ! dı kân-ı matlabı Hak’da kârâr edip Almı ! tı müjde kûyuna yârın güzâr edipGitdi ne çâre Gâlib'i hasretle yâr idüp Olsun visâl-i Hazret-i pîrânla kâm-yâbKıldı karîn-i kabr-i Fasîh-i felek cenâbGölpınarlı, Abdülbaki (1988). ! eyh Galip Divanı'ndan Seçmeler  . # stanbul: MEB Yay. 32-34.  Gazel Mefâ'ilün Mefâ'ilün Mefâ'ilün Mefâ'ilün  Efendimsin cihânda i'tibârım varsa sendendir Meyân-ı â ! ıkânda i ! tihârım varsa sendendir  Benim feyz-i hayâtım hâsılı rûh-ı revânımsınEger sermâye-i ömrümde kârım varsa sendendir  Veren bu sûret-i mevhûma revnak reng-i hüsnündür Gülistân-ı hayâlim nev-bahârım varsa sendendir  Felekden zerre mikdâr olmadım devrinde rencîdeGer ey mihr-i münevver âh u zârım varsa sendendir   $ ehîd-i a ! kın oldum lâle-zâr-ı dâ " dır sînemÇerâ " -ı türbetim ! em'-i mezârım varsa sendendir  Gören serke ! telikde gird-bâd-ı de ! t zanneyler Fenâ-ender-fenâyım her ne varım varsa sendendir