Transcript

  NATANZİ'NİN "MÜNTEHABATÜ'T- TEVÂRİH-İ MUİNÎ"   ADLI ESERİNDE EMİR TİMUR DEVRİ TARİHİNİNANLATILMASIĞulâm KARİMİ Özbekistan Cumhuriyeti Fenler Akademisi Ebû Reyhân Birûnî Şarkşinaslık Enstitüsü(Çeviren) V. Savaş YELOK Gazi Üniversitesi Özet:  Makalede Emir Timur dönemini, başka kaynaklarda yer almayan bilgiler çerçevesinde ele   alan Natantçî’nin ‘Müntehabatü’t- Tevarih-i Muini” adlı eseri, bu eserin nüshaları ve muhtevası   hakkında bilgi verilmiştir. Natanyî’nin eserinde geçen ve dönemi için oldukça önemli bilgilerden de    yeri geldikçe ömeklendirmeleryapılmıştır.  Anahtar Kelimeler:  Emir Timur dönemi, tarih  yağcılığı, Maveraünnehir bölgesi.  Expressing The History of  Emir Timur State In “Müntehabatü’t- Tevârih-i Muinî”  Abstract: The article concems Emir Timurperiod, the work of Natan^i named “Müntehabatü’t-   Tevarih-i Muini” addressed as the part of Information which does not appear in the other sources,   other copies and the content of this mrk. In article, as the occasion arrives,. quite important     Information mentioned in Natansğ’s mrk in his period is also being exemplified.  Keywords: The period of  Emir Timur, Historiograpky, the %one of  Maveraünnehir  XV. asırda Emir Timur ve Timurî devletinde tarihçilik oldukça gelişmiştir. Bu durumun esas sebepleri, Emir Timur’un ve onun yaptıklarından dersler alan evlatlarının tarih yazıcılığını her yönden teşvik etmeleri, müverrihlere eserlerini yazmak için zaruri olan belgelerden yararlanma imkânı sağlamalarıdır. Emir Timur devrinde düzenlenen bütün askeri seferlerin tafsilatlarının ve yapılan her bir savaşın gerçekleştiği vakitte bahşı'lar (bitikçiler) tarafından Uygur yazısıyla Türk dilinde kaydedilmesi âdetinin Timurilerin sonraki devirlerinde de olduğunu, Mirza Muhammed Haydarî’nin “Tarih-i Reşidî” eserindeki bir malumat doğrular. Muhammed Haydarî’nin yazdığına göre Zahiriddin Muhammed Babür, Hamza Sultan’a karşı savaşarak galibiyet kazandığında Canahmed aTKa önderliğinde, Muhammed Haydar’ın mülazımları cesaret gösterip düşmanın bir komutanını canlı 1Kâtip ■tr «-t, i xKii.lt it t iv 2011/2: 281-298.© Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Ankara 2011  .  Ğulâm KAKİMÎ yakalarlar. Savaştan sonra Babür “Bu, Mirza Haydar’m birinci işi, buna göre,  bahşılar mükâfat defterine onun namını yazsın.” diye emir buyurur.2Bundan da anlaşılacağı üzere bahşılarm vazifesi, sefer boyunca yapılan her bir savaşın yahut başka mühim vakanın tafsilatını, savaşta kahramanlık gösterenlerin adını hemen, hatta söz konusu vakanın geçtiği yerde kaydetmektir. Emir Timur’un askeri faaliyetine ait bütün önemli vakaların bahşılar tarafından hem yaşandığı vakitte hem de Türk dilinde yazıldığı hakkında malumatlar mevcuttur. Bu malumatlara göre bahşılarm kullandığı terimlerin çoğunluğu Türkçedir, savaştaki emirler de bu dilde verildiği için bunları tezlikle kaydetmede Türk dili kullanışlıdır. “Mu’izzü’l- Ensab”da kaydedilen, Emir Timur’un (Sahipkıran) hizmetindeki üç Türk başhısının adları Elerte, Saynârta ve Temurçakar’dır.3Emir Timur’un 1391 yılı baharında Tohtamışhan’a karşı düzenlediği seferde Uluğtağ’daki kayaları oydurarak yazdırdığı on bir satırlık yazının üç satırı Arap yazısı ve dilinde olsa da, dokuz satırı Uygur yazısında Türk dilinde yazılmıştır.4Bahşılarm Türkçe kayıtlarının Emir Timur tarihini Farsça yazan müverrihler için şu veya bu derecede materyal vazifesini gördüğü şüphesizdir. İbrahim Sultan’m  buyruğu doğrultusunda bir araya getirilen bahşılarm bu kayıtları, muhtemelen “Zafemame”sini yazarken Şerafıddin Ali Yezdî’nin yararlandığı asli kaynaklar arasına girmiştir.Bahşılarm bu kayıtlarının fazlaca bilinmeme sebebi, Uygur yazısını bilenlerin azlığıyla muhtevasında askeri sırları ve devlet sırlarını aks ettirmesidir. Bu sebeple mezkûr yazıyla yazılmış Türkçe metinler, muhtemelen fazla yayılmamış ve esasen saray arşivlerinde saklanmıştır. Daha sonra, Merkezi Asya’da Timurîler devleti yıkılınca, Uygur yazısını bilen bahşılara hamilik etme ve bunların tuttuğu kayıtları saraylarda saklama ananesinin de tamamıyla bitmiş olması muhtemeldir. Kanaatimizce Uygur yazısı kullanımdan çıkıp onu bilenler neredeyse kalmayınca, 2 Mirzâ Muhammad Haydar, Tarihi Raşidiy, OzR FA Şİ El Yazması, Nu.: 1430 , varak 171 a; Mirza Muhammed Haydar, Tarih-i Reşidî, Vvedenie, Mnp 3 a MyxaıvtMa/ı Xafi;ıap. TapHx-ıı PauiHflH. BBeaemıe, rıepeıso/ı c nepcHflCKoro AYpyHÖaeBa, P./JjKajmjıoBoft, JI.EnH<})aHOBOH. TamıceHT: O an, 1996 . C. 344 . 3 MybH33 aJi-aHca6 (npocjıaBUHiomHe reHeajıoriffl). Bne/ıeHiıe, nepeBO/ı c nepcıiflCKoro   M3MKa, npHMenaHHH, no/ıroTOBKa (])aKCHMHJje k  H3flaHHFO UI.X.Boxn;xoBa //HcTopiM   Ka3axcTaHa b  nepcHflCKHX ncTOımnKax. T om   III, AjiMara: ,n,aHK-npecc, 2006. C. 118. 4 Bu konuda bk.: nonne H.H. KapacaKnaöcKaa na/ınncb THMypa // FocyflapcTBeHHMH 3  pMHTa>K. Tpyfltı cnyıejja BocTOKa. Tom 2 , Jlenraırpa/ı, 1940 . C. 185 - 187 ; rionoMapeu A.H.. nonpaBKH k htchhio «ııajuiHcrı THMypa» // CoBeTCKoe BOCTOKOBe/ıeıiHC, Ns 3 , MocKBa - JIenHHjpa/(, 1945 . C. 222 - 224 ;Co;;ukob. K. Amhp TeMypHHHr yöryp esyııriH ÖHTHrH // “Cofjiom aBjıofl ynyH” vıcypııajm. TouiKeHT, 1995 , J^Tel; FpHropteB A.n., TejiHUHH H.H., OpoaoBa O.B. Ha^nncb THMypa 1391  r. // HcTopnorpa(|)n;ı h HCTO'iHHKOBeaeHHe HCTopıiH CTpaH A 3 hh h /'.([ıpuKH. BuııycK XXI. CanKT-HeTep 6 ypr: HsAaTejibC'iBo C.-neTep 6 yprcKoro yHHBepcmeTa, 2004 . C. 3 - 24 . 282  Timurîler devrine ait bu yazıdaki emsalsiz Türkçe metinlerin çoğunluğu da yok olup gitmiştir.Emir Timur’un vefatının üzerinden çok geçmeden yazılan önemli kitaplardan  biri Muiniddin Natanzî’nin Farsça kaleme aldığı “Müntehabatü’t- Tevarih-i Muinî”dir. Muiniddin Natanzî’nin hayatı hakkında fazla bir malumat yoktur. Hakkmdaki kayıtlara göre o İsfahan’daki Natanz’da doğmuştur. Natanz, İsfahan’ın 134 km kuzeydoğusunda yerleşmiştir. Burada, günümüze kadar ulaşabilmiş çok fazla tarihi eser-mevcuttur.5Yu. E. Bregel, Muiniddin Natanzî’nin aslının Seystânlı olduğu ve Şia mezhebine mensupluğu yönünde tahminde bulunur. Bununla ilgili olarak “Müntahabü’t- Tevarih-i Muinî”nin son kısımlarını 1957 yılında Talıran’da neşreden Fransız doğubilimcisi John Oben’in mezkûr neşrinin söz başını işaret eder.6 Hakikaten J. Oben eserinin girişinde ve sonraki kısımların birkaç yerinde onun İmam Hüseyin’in katillerinin lanetlediğini göz önünde tutarak “Müellif, Şia mezhebindendir.” sonucura varır. Hâlbuki böyle misalleri, Sünni mezhebindeki müelliflerin eserlerinde rahatlıkla bulmak mümkündür. Yine J. Oben, Natanzî’nin eserinin birkaç yerinde Seystânlıları kötüleyerek yazmasına dikkat etmiş olsa da herhâlde mezkûr söz başında onun kendisinin Seystânlı olduğu hakkında tahminde  bulunmamıştır.Devletşah Semerkandî “Tezkiretü’ş- Şuara” eserinde “Muiniddin Natanzî, Sultan İskender devrinde İrakî Acem ve Fars’ta şöhret kazanmış âlimlerden olup, Mirza İskender’in makam ve durumlarının da tarihini yazmıştır.” diye malumat verir.7Muiniddin Natanzî eserini 816/1413-14 yılında yazıp bitirmiş ve dönemindeki Fars vilayeti valisi Emir Timur’un torunu Sultan İskender ibn Mirza Ömerşeylı’e (1384-1415) ithaf etmiştir. “Müntehabatü’t- Tevarih-i Muinî”nin el yazması nüshaları hakkmdaki ilk malumatlar XIX. asrın son çeyreğinde ortaya çıktı.8İngiltere’deki Britanya Müzesinde muhafaza edilen nüshanın yanı sıra, Natanzî’nin kitabının Saint Petersburg’da da iki nüshası mevcuttur. “Müntahabatü’t- Tevarih-i Muinî”nin Paris’te muhafaza edilen bir nüshası vardır. Ancak bu nüsha diğerlerinden farklı olarak Mirza İskender’e değil, onun amcası Şâhruh’a ithaf  “MÜNTEHABATÜ’T- TEVÂRİH-İ MUİNΔDE EMİR TİMUR DEVRİ TARİHİNİN ANLATILMASI 5Cavuıen. lIIcHOXTe max,px,OHe Hpon. Texpon: 3  jim   Ba seıuern, 1379. C. 847-849.6 CTOpH H.A. üepcHflCKas jiHTepaaypa. Eno-ÖHÖJiHorpaıfîMecKHH oÖ3op. üepeBejı c aHrjiHHCKoro, nepepaöorajı a nononmuı  K).3.BpereJit. Hacrt I, MocKBa: Ffiaııınuı    pe/uiKnıta  boctohhoh  jiHTepaTyptı, 1972. C. 339.7 Devletşâh Semerkandî’nin bu malumatı “Natanzî, Mirza İskender’e ithaf edilen tarihî eser, yani “Müntehabü’t- Tevârih-i Muinî’yi yazan şeklinde düşünmüş olsa gerek. Bu eserde özellikle onun birinci nüshasında Mirza İskender hakkında bölümler mevcut. Ancak Natanzî, Mirzâ İskender’in faaliyetlerini muhtevi ayrı bir eser yazma planım ifade etse de, bazı sebeplerden dolayı bu pian gerçekleştirilememiştir.8 Rieu Ch. Catalogue of the Persian Manuscripts in the British Muzeum. Vol. III. - London, 1883. P. 1062a-1064b. 283  Ğıılâm KARİMİedilmiştir. Müellif eserine yeni dibace yazıp onu 817 yılının 22 Receb’inde (1414 yılı 7 Ekim) batıya yaptığı seferden Herat’a dönen Şâhruh’a takdim eder. Şâhruh’un  batıya düzenlediği seferin neticelerinden biri, isyankâr Mirza İskender’in Fars vilayeti valiliğinden alınmasıdır. Natanzî, eserinde Şâhruh şu unvanlarla birlikte zikreder: “Muinü’d- Dünya ve’d-din Ebu’l- Feth Şâhruh Bahadır”. Bu şekilde,  başlıkta müellifin ismi ve eserin bağışlandığı hükümdarın unvanı dile getirilmiştir. Muiniddin Natanzî, Mirza İskender’in tarihini yazmaya niyet etmiş olsa da muhtemelen şehzadenin katıldığı savaşlardaki mağlubiyetleri ve akıbeti, bu planının yerine getirilmesine mani olmuştur.Muiniddin Natanzî, bir müddet Şiraz ve İsfahan şehirlerinde Mirza İskender ibn Mirza Ömerşeyh’in dergâhında bulunmuştur. Mirza İskender’in siyasi faaliyetleri Hafız-ı Abro’nun “Zübdetü’l Tevarih-i Bâysımğurî” ve Abdurazzâk Semerkandî’nin “Matla-i Sa’dayn ve Macma-i Bahreyn” eserlerinde ayrıntılı olarak anlatılmıştır. O, 1384 yılında doğmuştur. Babası Ömerşeyh Mirza, Emir Timur’un ikinci oğludur ve onun en büyük oğlu Cahângir Mirza ile aynı yılda, yani 1356 yılında doğmuştur. Öyleyse onun Cahângir Mirza’dan birkaç ay küçük olması mümkündür.9 Ömerşeyh Mirza gençliğinde askeri kabiliyetini göstermiştir. Emir Timur’un çoğu askeri seferlerine faal katılmış, Fergana vilayeti valisi görevindeyken burayı Moğolların  baskınından korumada başarılı olmuştur. 1394 yılında Kurdistan’daki Hurmatu kalesinin duvarını gözetlerken kale içerisinden atılan okla öldürülmüştür. Ömerşeyh Mirza’nın cesedi önce bir süreliğine Şiraz’a defnedilir. Daha sonra da Şehrisebz’e getirilip Timurîler hanedanı için özel olarak hazırlanan dahmeye gömülür. Onun kabri, günümüzde “Dârü’s Siyâdat” diye adlandırılan kabristandadır.Mirza İskender’in anası Milkat Hanım, Hızır Oğlan’ın kızıdır. O, Ömerşeyh Mirza’nm diğer oğlu Bâykarâ Mirza’nm da anasıdır. Ömerşeyh Mirza’nın vefatından sonra o, Emir Timur’un isteği doğrultusunda, Şâhruh Mirza’mn nikâhına girer. Şâhruh Mirza’dan olan oğlunun adı Suyurğatmış Mirza’dır. Diğer bazı Timurî melikeler gibi Milkat Ağa10eğitim ve hayır işlerine hamilik etmiştir. Herat’ta şifahane, mescit ve hamamlar; Belli’te medrese yaptırmıştır. O, 1440 yılında Kabil’de vefat edince cenazesi Belh’e getirilip kendisinin yaptırdığı medreseye defnedilmiştir.11Milkat Ağa medresesi XVI. asrın ikinci yarısında da varlığını devam ettirmiştir. Müverrih Hafız Taniş Buharî’deki bilgilere göre 1573 yılında Belh’e sefer düzenleyen Buhara hanı Abdullahan, kalenin doğu tarafındaki medreseyi işgal edişini Emir Kulbâbâ Kökeldaş’a bildirir.12 9 Emir Timur bu iki oğlundan hangisinin büyük olduğu konusunda kaynaklarda ihtilaflar mevcuttur. Bu konuda bk.: John E. Woods. The Temurid Dynasty, Bloomington, Indiana University, 1990, p. 14.10 Devletin ileri gelenlerinin eşleri için kullanılır.11OaifaHeB T. TeMypııfijıap ıua>KapacH. ToınKenT, İ: 3 yB'in, 1995. B. 301. 12  Xa(j)H3-n Tam, mı höh   Mnp MyxaMMa;; Byxapn. ÎIJapa(j)-naMa-Hn maxn (Kırara ırraxcKOH   cjıaBbi). Hepe boa c nepcımcKoro, nne/teııne, np; ı vıe'iaHHH M. A. Cajı ax er/uı h o b o m. HacTt 284  Babasının vefatından sonra Mirza İskender genç olmasına rağmen bir süre Fergana vilayetinin valisi olur. Şehzade başına buyrukluğu ile farklılık gösterir. Km ir Timur’un batıya düzenlediği birkaç yıl süren seferinin ilk yıllarında, Semerkant’ta Mâveraünnehir valisi atadığı veliaht torunu Muhammet Sultan Mirza ve Mirza İskender arasında 1400 yılında anlaşmazlık ortaya çıkar. Muhammet Sultan amcaoğlu Mirza İskender’i günahkâr sıfatıyla dedesinin huzuruna gönderir. Torunları arasındaki anlaşmazlıkta Emir Timur’un tavrını bazı müverrihler Muhammed Sultan’a, bazıları da Mirza İskender’e taraftar oldu, şeklinde beyan ederler.Emir Timur vefat ettiğinde Mirza İskender Hemedan valisidir. Onun büyük ağabeyi Pirmuhammed Mirza öz kardeşlerini, Şâhruh Mirza’ya birlikte itaat etmeye davet eder. Ancak kardeşlerin bu birlikteliği uzun süre devam etmez, onların da kendi aralarında anlaşmazlıklar başlar. Mirza İskender, anlaşmazlıklara meyilli olması, mal ve mülk düşkünlüğüyle dikkat çeker. Hemedan’dan ayrılan Mirza İskender’i Pirmuhammed Mirza, Yezd valisi olarak görevlendirir, 1407 yılında yine kendisi onu bu görevden uzaklaştırır. Pirmuhammed Mirza 1410 yılında suikast neticesinde ölünce, Mirza İskender Fars vilayeti hükümdarı olarak Şiraz’da tahta oturur. O, önceki yıllarda Şâhruh’a olan tabiliğini devam ettirir. Şâhruh da kendi mektubunda onu “ferzend” diye nitelendirerek Ömerşeyh Mirza evlatlarının arasındaki arabuluculuk mevkisini kabul eder.13Mirza İskender 1412 yılında İsfahan’ı ele geçirince, mezkûr şehri payitaht yapar. Sonraki yıl Şâhruh Mirza, Kara Yusuf a karşı Azerbaycan’a sefer düzenlediğinde Mirza İskender onun Fars toprağını kendisinden alacağı endişesiyle kendi adına hutbe okutup para bastırarak  bağımsızlık ilan eder.14 Şâhruh Mirza İsfahan’da 1414 yılında Mirza İskender’i mağlup edince, onun idaresindeki payitahtı İsfahan olan İrakî Acem vilayetini Ömerşeyh’in diğer oğlu Rüstem Mirza’ya verir. Payitahtı Şiraz olan Fars vilayetini ise Şâhruh kendi torunu İbrahim Sultan’a hediye eder. Rüstem Mirza, kardeşi Mirza İskender’in gözüne mil çektirir. Mirza İskender’in aynı anadan doğan küçük kardeşi Bâykarâ Mirza 1415 yılında fitne çıkarıp, Şiraz’ı ele geçirince, Rüstem Mirza’nm asi kardeşini açıkça koruyup kollayarak Mirza İskender’i cellâtlara teslim eder.Mirza İskender, Emir Timur’un neslinden Şâhruh, Uluğbek, Bâysunğur, İbrahim Sultan, Hüseyn Bâykarâ, Zahiriddin Muhammed Bâbür gibi, âlim ve şairlere hamilik etmesiyle ayrılır. Onun kısa süre devam eden hükümranlığı döneminde Şiraz ilim ve edebiyat merkezine dönüşür. Bu devirde Şiraz’da sadece Fars dilinde “MÜNTEHABATÜ’T- TEVÂRİH-İ MUİNΔDE EMİR TİMUR DEVRİ TARİHİNİN ANLATILMASI 2. MocKBa: Hayıca, 1986. C. 148- 149; X,o<J>h3 Tamım an-ByxopHÖ. A6;;yjijianoMa   (IUapa([)HOMaHM uiox,hh). Bhpmhiih khto6 Oopc THjiH;;aH Co^hk Mnp3aeB TapacHMacH.   Hjtmhh Myx,appnp, Haıupra TaüepjıOBMH, cy36ouiH Ba H3oxjıap Myajuımjm: aKaaeMHK   Eypn6oH Ax,Me;ıoB. Toiiikcht: Ulapıc, 1999. B. 262- 263.13A6;(ypa330K CaMapı<an/(HH. Maman cavjaÖH Ba Ma>KMan 6axpaftn. 2-îkhjm, 1-khcm. Oopc THJiHflaH A. YpHH6oeB Tap'/KHMacH, TouiKeHT, y36eKHCTOH, 2008, B. 178. 14 Age., s. 246-248. 285