Preview only show first 10 pages with watermark. For full document please download

Kösedağ'dan Ayn Câlût'a Türk-moğol Hâkimiyet Mücadelesi- 1243 Kösedağ Savaşı Ve Anadolu'nun Moğollar Tarafından Işgali Uluslararası şurası, 10 Aralık 2017, Sivas/türkiye

Türk-Moğol hâkimiyet mücadelesinin Anadolu’daki ilk büyük karşılaşması, Anadolu Selçukluları ile Moğollar arasında gerçekleşen Kösedağ Savaşı (1243) olmuştur. Bu ilk karşılaşma Anadolu’yu vatan haline getiren Selçukluların, Moğol vesayeti altına

   EMBED


Share

Transcript

  KÖSEDAĞ’DAN AYN CÂLÛT’A TÜRK  - MOĞOL HÂKİMİYET MÜCADELESİ   Fatma AKKUŞ YİĞİT   Özet   Türk  - Moğol hâkimiyet   mücadelesinin Anadolu’daki ilk büyük karşılaşması , Anadolu Selçukluları ile Moğollar arasında gerçekleş en Kösedağ Savaşı  (1243) olmuştur  . Bu ilk karşılaşma Anadolu’yu vatan haline getiren Selçukluların,   Moğol vesayeti altına girmesi ile sonuçlanmıştır. 1243 yılından itibaren Anadolu’da boy gösteren Moğollar,   Hülagü   önderliğinde ki İlhanlılar eliyle 1256 yılında İran  ve Suriye’de yayılarak Yakındoğu’ da hükmetmeye başlamışlar ve bu coğrafyanın uzun yıllar değişmeyen ve hatta oyun kuran aktörü olmuşlardır. İlhanlı hükümdarı Hülagü’nün   1258 yılında Bağdat’a girerek Müslümanların dini lideri durumundaki  Abbasi Halifeliği’ne  son vermesi ise İslam âleminde    büyük infiale sebep olmuştur. Moğolların yenilmez gücü karşısında   duran devlet ise belki de o zaman için hiç  beklenmedik bir şekilde Memlûk Devleti olmuştur. Zira Memlû kler, 1250 yılında kurulmuş ve Anadolu Selçukluların aksine siyasi birliğini henüz tamamlamamış bir devletti. Buna rağmen   kuruluşundan  tam on yıl sonra 1260 yılında Ayn Câ l ût’ ta Moğollar ile sav aşmış ve ezici bir üstünlükle g a lip gelmiş tir  . Moğolların ilerleyişini   durduran ilk devlet olma sıfatını kazanan bu genç devlet, girdiği beka mücadelesinden zaferle çıkmış ve dönemin önde gelen   İslam d evleti namzedi olarak, Moğolların son verdiği   hilafeti Mısır’da tekrar ihya etmiş tir. Kösedağ mağlubiyeti ile Anadolu Selçukl u Devleti çözülme ve çöküş sürecine girerken Ayn Câ l û t zaferi sonrası Memlû k Devleti siyasi birliğini sağlamış ve hâkimiyetini güçlendirmiş tir. Bu yön leriyle Ayn Câ l ût, Kösedağ’ın rövanşı olmuş; Türk’ün Moğol’a   üstünlüğü ile neticelenmiştir.      Doç. Dr., İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, Tarih Bölümü. e -mail: [email protected]  Giriş   Cengiz Han’a bağlı Moğol kuvvetlerinin 1220’li yıllarda İslam beldelerine doğru başlattığı istila girişimi Yakındoğu siyasi haritasının yeniden şekillenmesi ne sebep olmuştur. Moğollar adeta bir kasırga gibi önlerine çıkan güçleri ezerek Anadolu ve Suriye k  apılarına kadar dayanmışlardır. Bu yıkıcı güç karşısında Abbasi H alifeliği , İslam âlemindeki    parçalanmayı ortadan kaldırmak ve Moğollara karşı  birlikte hareket edilmesini sağlamak amacıyla bölge devletlerine pek çok elçi lik heyet i göndermiştir. Bu teh liken in farkında olan Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad da bir taraftan ülkesinin sınırlarını tahkim ederken diğer taraftan da Hare zmşahlar ve Eyyû  b î ler ile birlikte Moğollara karşı ittifak kurma yoluna gitmiştir.  Ne var ki , kısa bir süre sonra müttefiklerden Celaleddin Harzemşah’ın Selçuklu topraklarına taarruz etmesi Moğollara karşı birlikte mücadele etmesi gereken iki devleti karşı karşıya getirmiştir  1 . 1227 yılında Cengiz Han vefat etmiş, yerine oğlu Ögedey , Büyük Kaan seçilmiştir. Ögedey, babasının Har  ezm şahlar ülkesinde yarım bırakmış olduğu istila yı tamamlamak ve Al aaddi n Muhammed’in yerini alan Cel aleddin Mengüberti’yi ortadan kaldırmak üzere Çormagon   komutasında 30 bin kişilik bir kuvvet gönder  di . Çormagon   ilk olarak 1229’da Tiflis, Ani ve Kars’ı alarak Gürcü Krallığı’nı tâbiyeti altına aldı. Tam da bu sır  a da 1230 yılında Celaleddin Mengüberti, Anadolu Selçukluları karşısında Yassıçemen Savaşı’nda büyük bir yenilgi al dı  ve ordusu dağıldı. Ardından Çormagon ile giriştiği mücadelede kaçınılmaz olarak yenil di . Böylece Harezm şahlar Devleti , Moğollar tarafından   ortadan kaldırılmış  oldu 2 . Hare zmşahların ortadan kaldırılmasından sonra   Selçuklular ve Moğollar arada hiçbir engel kalmadan karşı karşıya gel diler  3 . Selçuklular Harezm şahlardan kısa bir süre sonra da diğer müttefikleri   Eyyû  b îler ile Kuzey Suriye toprakları için mücadele  etti. B öylece iki önemli müttefikini kaybeden Alaaddin Keykubad, Anadolu sınırlarına dayanmış olan Moğollar karşısında yalnız kaldı. Moğollara karşı tek başına mücadele edemeyeceğini anlayan Alaaddin Keykubad, 1236 yılında Selçuklu payitahtı Kayseri’ye gelen Moğol elçilerinin bütün isteklerini kabul etmek zorunda kaldı 4 . 1   Süleyman Özbek, “Türkiye Selçukluları - Eyyûbîler Arası Siyasî Münâsebetler Üzerine (1175 - 1250)” ,  Prof. Dr.  İsmail Aka Armağanı , İzmir, 1999, s. 430, 440. 2   Harezmşahlar hakkında ayrıntılı bilgi için  bkz. Aydın Taneri, Celâlü’d  - din Harizmşah ve Zamanı , Ankara, 1977; Aydın Taneri.  Harezmşahlar,  Ankara 1993; İbrahim Kafesoğlu,  Harezmşahlar Devleti Tarihi , Ankara, 1984; M. Halil Yinanç, “Celâleddin Hârizmşâh”,  İA (MEB),  c. III, s. 49-53. 3   Salim Koca, “Türkiye Selçuklu Tarihinin Akışını Değiştiren ve Anadolu’nun Kaderini Belirleyen Savaş: Kösedağ Bozgunu”, Türkiyat Araştırmaları Dergisi , S. 37, Bahar 2015, s. 40. 4   İbn Bîbî, el-  Evâmîrü’l  - ‘Alâ’iyye fî’l  - Umûri’l  - ‘Alâ’iyye , çev. Mürsel Öztürk, c. I, Ankara, 1996, s. 448-451; Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye,   İstanbul, 1971, s. 385 -387; Süleyman Özbek, Türkiye Selçukluları -  Eyyubi İlişkileri (1175-1250) , Ankara Ün. SBE, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara, 1995, s. 175-182; Emine Uyumaz, Sultan I.  Alâeddin  Keykubad Devri Türkiye   Selçuklu Devlet Siyasî   Tarihi (1220-1237  ), Ankara, 2003, s. 87-93; Koca, a.g.m ., s. 42.  Kösedağ Savaşı (1243) Sultan Alaaddin Keykubad ’ın Moğol istilasını ülkesinden uzak tutmasından sonra gerçekleşen   ölümü üzerine tahta çıkan oğlu II. Gıyaseddin Keyhüsrev (1237-1246) zamanında iki devlet karşı karşıya geldi . Moğolların Anadolu’ya ilk önemli taarruzları 1242 sonbaharında Baycu Noyan komut asında Erzurum’a ol du ve burada taş üstünde taş ,  baş üstünde baş bırakmayacak kadar tahribat ve kıtalde bulun dular  5 . Bu saldırı sonrasında Sultan, Moğolları durdurmak için tedbirler alarak savaş için hazırlıklara başladı. Kaynaklarda farklı rivayetler olmakla birlikte Selçuklu ordusu 70-80 bin , Moğol ordusu  40 bin askerden müteşekkil idi 6 . Ancak müttefik oldukları devletlerle hasmane geliştirdikleri ilişkileri sebebiyle devlet jeopolitik yönden yalnızlaşmıştı. B u nun yanında savaşa hazırlık sürecinde ve savaş esnasında yapılan taktik hataları   ve emirler arası çekişmeler  den kaynaklanan yanlış kararlar dolayısıyla sayısal üstünlüğüne rağmen   Selçuklu ordusu, bir meydan muharebesine girmeden öncü birliklerinin bozguna   uğraması yla  büyük bir korkuya kapıldı . Bu bozgundan sonra Sultan II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in   savaş meydanından kaçması yla Selçuklu ordusu dağıldı  ve Baycu  Noyan komutasındaki Moğollar ana kuvvetler çarpışmadan  beklenmedik kolaylıkla   Kösedağ Savaşı’nda galip geldi 7 . Bu galibiyetle Moğollar  bir anda Anadolu’nun kapılarını önlerinde açık bul dular. Bin bir emek ve yıllar süren mücadeleler    sonrasında Malazgirt Savaşı ile   Anadolu’ya giren Türkler, bu zahmetin tam tersi bir yolla, Anadolu’yu Moğolların tahakkümüne bırakmış oldular.  Bu istilalar sonrasında Selçuklu devlet adamlarından Mühezzibü ddin Ali’nin girişimleriyle Moğollarla tâ  bilik ant laşması yapıldı . Selçuklular, bu antlaşma ile Moğol tâb iyetini hukuken ve fiilen kabul etmiş oldular. Antlaşmaya göre Selçuklular,   Moğollar’a kıymetli armağanların yanında her yıl 3.600.000 dirhem, 10   bin koyun, bin sığır,  bin deve vereceklerdi. Bu tâbilik    antlaşmasıyla birlikte daha önce Anadolu Selçuklu Devleti’ ni metbu tanımış olan başta Kilikya Ermeni Krallığı ve Trabzon Rum İmparatorluğu artık Moğollara bağlılıklarını bildirmişlerdir  8 . Bu ant laşma sonrasında  1256 yılına  kadar Anadolu’ya ciddi bir Moğol istilası ya  pılmamıştır  . 5   İbn Bîbî, a.g.e. , c. II, s. 62-63; Aknerli Grigor   , History of the Nation of Archers , Türkçe terc., Okçu  Milletin Tarihi , ç ev. H.D. Andreasyan, İ stanbul 1954, s. 15; Salim Koca, a.g.m. , s. 49. 6   İbn Bîbî, a.g.e. , c. II, s. 64-68; Nejat Kaymaz,  Anadolu Selçuklu Sultanlarından II. Gıyâsü’d  - dîn  K  eyhüsrev ve Devri , Ankara 2009, s. 91; Koca, a.g.m.,  s. 54; Erkan Göksu, “Kösedağ Savaşı (1243), Tarihin Peşinde –Uluslararası Tarih ve Sosyal Araştırmalar Dergisi -, S. 2, 2009, s. 7, dpn. 39-40. 7   İbn Bîbî, a.g.e. , c. II, s. 71; Osman Turan, a.g.e., s. 438; Claude Cahen, Osmanlılardan Önce Anadolu , çev. Erol Üyepazarcı, İstanbul 2012, s. 235 vd.; Faruk Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, Selçuklu    Araştırmaları Dergisi , I, (1969), s. 10 vd.; Nejat Kaymaz,  Anadolu Selçuklu Sultanlarından II. Gıyâsüd’d  -  Dîn Keyhüsrev ve Devri , Ankara 2014, s. 90-99; Süleyman Özbek, a.g.t. , s. 216; İlhan Erdem, Türkiye Selçukluları -  İlhanlı İlişkileri (1258 -1308) , Ankara Ün. SBE, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara, 1995, s. 80 vd.; Mustafa Uyar, “Moğol İstilası Dönemin de Selçuklular”, Selçuklu Tarihi El Kitabı , ed. Refik Turan, Ankara 2012, s. 416-419; Koca,  a.g.m ., s. 63-64; Göksu, a.g.m ., s. 10-11. 8   İbn Bî  b î , a.g.e. , c. II, s.76-78; Nejat Kaymaz,  Pervâne Mu’înü’d  - dîn Süleymân , Ankara, 1970, s. 35; Süleyman Özbek, “Türkiye Selçukluları - Memluk Münasebetleri (1250 - 1277)”,  Afyon Kocatepe Ün. Sosyal Bilimler Dergisi,  c . 1, S. 2, Mayıs 1999, s. 44 -45; Göksu, a.g.m ., s. 11-12.  Kösedağ Savaşı ile Anadolu Selçuklu Devleti yıkılmamış ancak çok büyük  bir darbe almış ve bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmamıştır. Selçuklular, I. Haçlı seferinde (1097) devletin merkezi İznik’i kaybettikleri halde Konya’da devletlerini tekrar ihya etmişler ancak Kösedağ bozgunundan sonra bunu  başaramamışlardır. Anadolu Selçuklu Devleti 1243- 1308 yılları arası nda yani 65 sene boyunca Moğol tahakkümünden kurtulamamıştır. Anadolu coğrafyası nda mevcut İlhanlı tahakkümü ,  bundan sonra karşısında Memlûk Devleti ve Karamanoğulları başta olmak üzere Anadolu’da kurulan   Türk beylikleri ni  bul acaktır  . A yn Câlût Savaşına Kadar Türk  - Moğol Mücadelesi   Kösedağ mağlubiyetini takip eden yıllarda Anadolu, önce büyük Moğol İmparatorluğu’nun, sonra da onların    batı kolu İlhanlılar’ın (1256 - 1336) hâkimiyeti altına girdi. Bu tarihten sonra Moğollar, ge rek Anadolu Selçuklu Devleti’ni  gerekse onun mirasçıları   Türkmen beyliklerini tâbiiyet ve itaat altında tutmak için Anadolu’ya sık sık ordu gönder  diler. Bu sırada tarih sahnesine yeni bir devlet çıktı . Bu devlet kaynaklarda ed-Devle et- Türkiyye   olarak isimlendirilen Türk Memlûk Devleti idi. Selefleri Eyyû  b î   Devleti zamanında asker sınıfı olan  bu memlûkler  ,  bilhassa Eyyûbî s ultan ı   Selahaddin’in ölümünden sonra (1193)   Mısır ve Suriye’de sayı bakımından oldukça artmışlardı . Zira Sultan Selahaddin Eyyûbî’ n in vârisleri  bu geniş   devleti aralarında paylaşmış lar ve ba şta Mısır olmak üzere Dı ma ş k, Halep, Hama, Humus, Baalbek, Kerek gibi Suriye şehirleri Eyyûbî ailesinden ş ehzadelerin hüküm sürdüğü önemli merkezler haline gelmişlerdi. Eyyûbî sultanları ve melikleri, hâkimiyetlerini  s ağlamlaştırmak ve düşmanlarına karşı koyabilmek maksadıyla Kıpçak ülkesinden ve Mâveraünnehir’den çok sayıda memlûk getirterek bunları m ükemmel birer asker olarak yetiş tirmi ş lerdi 9 . Memlûk gruplarının daha düzenli olarak ortaya çıkması ve nüfuzlarının  artm ası XIII. yüzyılın ilk yarısında gerçekleşti . Memlûkler 1240 yılında II. el - ‘Adil’i (1238 -1240) bir darbe ile tahttan indirerek, el-Melik es- Sâlih Necmeddin Eyyûb’u hükümdar yaptılar. el -Melik es- Sâlih  Necmeddin Eyyûb (1240 - 1249) zamanında Selçuklular, Kösedağ mağlubiyeti ile Moğol tahakkümü altına düşmüş ve Moğollar Yakındoğu coğrafyasında güçlü bir şekilde mevcudiyet sağlamışlardı. Moğol istila sının sebep olduğu korku ve karışıklık sırasında binicilikleri, savaşçılıkları, sadakatları, güzell ikleri ve soylu oluşları gibi meziyetleri sebebiyle Sultan  Necmeddin Eyyûb pek çok Kıpçak Türkü   satın aldı ve onlara hususi bir itina gösterdi.   Bu yüzden onun zamanında Türk memlûklerin nüfuzu   daha da arttı 10 . Sultan, Kıpçak Türklerinin yanı sıra Moğolların önünden k  açan Harezm li Türklerinden oluşturduğu güzide bir grubu  Nil nehri içindeki Ravza A dasına yerleştirdi. Nil’e iza feten - Araplar Nil nehrine “Bahru’n -  Nil” (Nil Denizi) diyorlardı - Bahrî Memlûkler (el- Memâlik el -Bahriyye) denilen bu yeni te şekkül,  ba şlangıçta Sultan  Necmeddin Eyyûb’u   güçlendirdi ise de zamanla nüfuzlarının   çok 9   Kâzım Yaşar Kopraman, “Mısır Memlûkleri (1250 - 1517)”,  Prof. Dr. Kâzım Yaşar Ko  praman  Makaleler  , yay. Haz. E. S. Yalçın -A. Çetin, Ankara, 2005, s. 84.   10  Kopraman  ,a.g.m.,  s. 85.  artması   ve siyasi konjonktür gereği 1250 yılında kendi devletlerini yani Memlûk Devleti ’ni kur  dular  11 . Yeni kurulan bu devlet, ilk sınavını yalnız Suriye ve Mısır’ı değil bütün İslam âlemini tehdit eden Moğol i stilası karşısında verdi. Zira Moğolların İlhanlı kolu, Abbasi Halifeliği ’ne 1258 yılında son v ermiş ti. Bununla kalmayarak bir sel şeklinde Yakındoğu coğrafyasında yol alarak Halep ve Dımaşk’ t a pek çok kıtal yap mıştı. Moğolların Suriye’yi ele geçirmesi, İslam dünyası için geri dönüşü olmayan neticelere sebep olacaktı . M emlû k D evleti için   de aynı durum söz konusuydu. Zira Suriye ’nin elden çıkması Mısır’ın da elden çıkacağı anlamına geliyordu. Bu sebeple Memlûk Devleti teyakkuza geçti. Devlet yeni kurulmuştu ancak buna tezat olarak Bahri Memlûkler bir o kadar tecrübeli askerlerdi. A yn Câlût Savaşı (1260) Memlûk  ler, M ısır’a yapılan VII. Haçlı  Seferini alt ettikten sonra İlhanlılar ile karşı karşıya gel di. İlhanlı hükümdarı Hülagü, Memlûk S ultanı Kutuz ’a elçilik heyeti göndererek “ mukavemet edilmeksizin teslim olmasını ” a ksi takdirde başına gelecek kötülükler  i dile getirerek onu tehdit etti 12 . Bu durum üzerine Kutuz, emirlerini toplayarak onlarla istişare etti . Müttefiken savaşa karar verilmesi üzerine Hülagü’nü n dört elçisini de ortadan ikiye böldürüp, başlarını mızrakların ucuna taktırarak teş hir etti 13 . Bu tehlikeli anda, iç meselelerden sonra   Suriye’ye kaçan v e hâlâ orada bulunan bir kısım Bahriyye   memlûkü Moğollara karşı mücadelede büyük  bir vatanperverlik gösterdi. Sultan Kutuz’a elçi gönder  ip, Moğol   tehlikesine karşı i şbirliği yapmayı teklif etti. Kutuz da onlara eman vererek Mısır’a davet etti. Böylece bütün memlûkler Moğollara   karşı Kutuz’un   etrafında birleşmiş oldu . Bu sırada Moğol hükümdarı Mengü vefat etmiş  ve karde şleri arasında Moğol İmparatorluğu’nun paylaşılması konusunda anlaşmazlık çıkmıştı. Hülagü  de karde şinin vefatını duyunca, Suriye’deki kuvvetlerinin başında kumandanlarından Kit  boga’yı bırakarak, ordusunun büyük bir kısmıyla Karakurum’a git ti. Sultan Kutuz ise bu sırada hazırlıklarını tamamla yarak Moğollar ile savaşmak üzere Kahire’den yola çıktı. e s-Sa lihiyye’ye yaklaştıklarında bazı em i rler, Moğollar hakkında anlatılan ürkütücü   hikayelerden dolayı tereddüt gösterdilerse de Kutuz onlara tarihe geçen şu sözleriyle hitap ederek Türk önderliğini ve cesaretini ortaya koydu: “Ey Müslüman emirler! Yıllardır devletin (  beytü’l  -mal) ekmeğini  yiyorsunuz ve simdi de sava  ş mak istemiyorsunuz. Ben i  ş te gidiyorum. Sava  ş mak iste  yenler benimle gelsin. Kim savaşmak istemezse o da evine dönsün. Allah 11  Kopraman, a.g.m ., s. 85. 12  el- Makrîzî,  Kitâbü’s - Sülûk li -  Ma’rifeti Düveli’l  -  Mülûk,   c. I, ta h. Muhammed Mustafa Ziyâde, Kahire, 1957; 427-428; Kopraman, a.g.m ., s. 96. 13  el- Makrîzî, a.g.e ., c. I, s. 429; Kopraman, a.g.m ., s. 96.