Transcript
Emir Öngüner 31.01.2016 1 Sosyal Darwinizm : Dünya Savaşlarını Tetikleyen İdeoloji 1 Doğa Kanunlarının Toplumbilime Uygulanışının Tarihteki Örnekleri Emir Öngüner Avrupa’daki faşizm ve ırkçılık kavramları, sosyal bilimciler tarafından genellikle II. Dünya Savaşı göz önüne alınarak 1930lu yıllardan itibaren gelişmişçesine yorumlanmaktadır. İtalya’da Benito Mussolini , Almanya’da Adolf Hitler ve İspanya’da Francisco Franco gibi isimler 2 bu akımlar hakkında yapılan çalışmalarda hep ön pla nda tutulmuştur. Bunun asıl sebebi ise saydığımız şahısların faşist ve ırkçı fikirleri geniş çapta faaliyete geçiren yöneticiler olarak lanse edilmeleri ve aynı zamanda savaşın kaybeden tarafında yer almalarıdır . Peki, 20. y üzyılın ilk yarısını kana bulamış olan bu fi kirlerin temelinde ne yatıyordu? Faşizm ve ırkçılık sad ece İtalya, Almanya ve İspanya’ya mı hakimdi? Bir toplumun diğer toplumlara nazaran üstün olduğu, insanların sınıflandırıldığı, kendini üstün görenlerin diğer kesimlere hakimiyet sağlamasının doğanın kanunu olduğu gibi iddialar zamanla Avrupa devletlerinin siyasi kademelerinde kabul görerek nasıl meşruluk kazanmıştı? Yukarıda sıralanan iddiaların siyaset, edebiyat ve cemiyet kulvarlarında popüler olması ve kendini üstün kabul eden toplumlar tarafından diğer halklara karşı uygulanan acımasız yöntemlerin doğal karşılanması elbette ki sıradan kişilerin ortaya atacağı fikirler değildir. Evrim teorisi ile adını duyuran İngiliz doğa bilimci Charles Darwin , bugün yeryüzünde yaşayan canlıların ortak ata canlılardan doğal seçilim 3 mekanizması ile evrildiğini öne sürerek biyoloji dalında yeni bir akım başlatmıştır. 1859’da yayınlanan "Türlerin Kökeni" ve 1871’deki "İnsanın Türeyişi" isimli çalışmaları ile adından söz ettiren Darwin ’in bu tezi sosyal alana entegre edilmiş ve medeni insan-toplum olgusu, sadece ortam şartlarına uygun insan veya toplumların hayatta kalabileceği fikri üzerine inşa edilmiştir. Charles Darwin ’in yanında önemli bir isim üzerinde daha durulması gereki r: Herbert Spencer . 19. yüzyılda yaşamış bu 1 Bu makalenin hazırlanmasında kullanılan temel kaynak lar: - Koch, H. W., Der Sozialdarwinismus: Seine Genese und sein Einfluß auf das imperialistische Denken, 1973, München, Verlag: C. H. Beck - Crook, P., Darwini sm, War and History: The Debate over the Biology of War from the ‘ Origin of Species’ to the First World War, 1994, Cambridge University Press 2 Mussolini: İtalyan faşizmi (Fascismo İtaliano) ; Hitler: Nasyonal sosyalizm (Nazi); Franco: Falanjizm. Günümüzde f alanjizmi direkt olarak Franco’ya bağlayan görüşler mevcuttur. Halbuki bu akım, İspanya'daki komünist cepheye karşı Jose Antonio Primo de Riviera tarafından oluşturulan faşist otoriter ideolojidir ve fikrin sahibi Jose Antonio Primo de Riviera'nın subay babası Miguel Primo de Riviera'dır. General Franco döneminde ise İspanyol faşizmi doruk noktasına ulaşmıştır . 3 Doğ al seleksiyon olarak da bilinir ve o rtam koşullarına uygun organizmaların, bu koşullara uymayan organizmaları eleyerek üreme ve neslini devam ettirme mekanizması şeklinde tanımlanır. Emir Öngüner 31.01.2016 2 İngiliz sosyal bilimci "evrimcilik" 4 adı verilen akımın öncülerin dendir. Bu kavrama göre, Rönesans, Fransız İ htilali ve sanayii devrimi gibi hadiseler sonucu batı coğrafyasında terakkivari durumlar yaşanmışken, diğer coğrafyalarda ise daha az gelişmiş medeniyet seviyesi gözlemlenmektedir. Endüst rileşerek gelişen batı dünyası "kültür halkları" kategorisine sokularak üst seviyeyi temsil ederken , gelişmemiş diğer halklar ise "doğa halkları" olarak lanse edilerek "kültür halkları"nın seviyesine ulaşmaya çalışan alt seviye toplumlar olarak görülmüştür. 5 Burada bahsi geçen h alkların yaşadıkları coğrafyalar göz önünde bulundurularak insanların genetik özellikleri de etüd edilmiş ve toplumsal başarı seviyeleri hakkında fikir yürütülmüştür. B u çalışmalar günümüzde etnik merkeziyetçilik 6 ve Avrupa merkeziyetçilik 7 akımlarıyla da etkileşim içindedir. Özellikle Avrupa medeniyetini dünyanın merkezi ve toplumların en üstün seviyesi olarak görerek diğer halkları aşağılama tavrının anlaşılması için sosyal darwinizm konusunun kökenine inmek şarttır. Chicago Üniversitesi sosyal bilimler profesörü Quincy Wright ’a ait "Savaş Üzerine bir Çalışma " 8 isimli eserde ele alınan 4 adet tespitin modern savaş lar ın esas sebebi olduğu üzerinde durulmaktadır : Silahlanma seviyesi & yarışı , Uluslararası hukuk çerçevesinde harp hukuku ve harp yönetimi, Toplumun ana hatları, Medeni ve sanayii leşmiş toplumlarının evrimi ile ahlaki değer sistemleri. Son madde, direkt olarak savaşa müdahil olan milletlerin biyolojik özellikleri ve ahlaki değerlerini de göz önünde bulundurarak bu kavramların milletler arası çatışmaya sebep olabilme potansiyelini ortaya koymaktadır. Bu hadise, I. Dünya Savaşı sırasında öyle popüler olmuştur ki , İngiliz "Times Literary Supplement" yayını, Alman şan sölyesi Theodore von Bethmann Hollweg hakkındaki bir yazısında savaşı Hollweg ve yakın ekibinin Darwinci zihniyet ile başlatıp başlatmadığını sorgulamıştır. 9 4 Evolusyonizm ; ayrıca İngiliz F rancis Galton ile popüler olan "Öjenik" (E ugenics) kavramının da üzerinde durulmalıdır. Sağlıksız ceninlerin elenerek biyolojik bağlamda zinde bir toplum yarat ılmasını öngören bu fikir de ırkçı kesimler tarafından benimsenmiştir. 5 Benzer bir tasvir de Alman filozof Friedrich Nietzsche tarafından dile getirilmiştir. İnsanı, hayvan ile üstinsan (Übermensch) arasında gerili bir ip olarak tasvir eden Nietzsche, insanın kendisini geliştirerek üstinsan olma yolunda çaba sarfetmesini kastederek bir nevi sufi metafizikteki "insan- ı kamil" kavra mını kastetmiş olsa da, onun bu sözleri Nasyonal sosyalist ideoloji tarafından farklı yorumlanmıştır. 6 Etnosentrizm, etno merkezcilik veya etnomerkeziyetçilik olarak da bilinir. Birey ya da toplumun, olayları incelerken kend i etnik kökenini referans alması ve karşıtlarını kendi köken ve kültürel özellikleri açısından değerlendirmesi; etnik üstünlük ideolojisi. 7 Eurosentrizm veya Avrupa merkezcilik olarak da bilinir. Avrupalı birey ya da milletlerin , olayları incelerken kendi etnik ve coğrafi köken ler ini referans alması ve karşıtlarını kendi köken ve kültürel özelli kleri açısından değerlendirmesi; Avrupa üstünlük ideolojisi. 8 Wright, Q., A Study of War, University of Chicago Press, 1983, Chicago 9 I. Dünya Savaşı’nın başlangıcı hususunda taraflar hep birbirlerini suçlamışlardır. İttifak devletlerine göre itilaf devletleri, itilaf devletlerine göre de ittifak devletleri suçludur. Esasında savaşın okul kitaplarında anlatıldığı gibi 28 Haziran 1914’te Saraybosna’yı ziyaret eden Avusturya -Macaristan İmparatorluğu veliahtı Franz Ferdinand’ın Sırp milliyetçisi Gavrilo Princip tarafından öldürülmesi sebebiyle başlamadığı bu yazının ana konusudur. Emir Öngüner 31.01.2016 3 Bu akımın İngiliz ve Amerikan edebiyatına olan etkisini de gözlemlemek mümkündür. Savaşın insan doğasının vazgeçilmez bir parçası olması, hakiki özgürlüğün üstün insanlar vasıtası ile mümkün olabileceği, demokrasinin bir palavradan ibaret olması, savaşın bir doğal seçilim yöntemi olması, kitlesel harplerin sadece milletler ve ırkların değil bireysel olarak insanların da baskın özelliklerinin gelişimine yardımcı olması, bazı ırkların üstünlüğü ve dolaylı olarak bu sözde üstün ırkların medeniyet seviyelerinin diğerler ine nazaran daha baskın olması gibi detaylar 19. y üzyıl sonlarındaki edebiyat dünyasında işlenmiş hususlardır. Hadiselerin satır araları incelendiğinde, sosyal darwinizm fikrinin sadece hayatta kalmak için gerekli olan mücadeleye biyolojik bir bakış açısı kazandırdığı değil; kendilerini üstün hisseden toplumların suçluluk komplekslerini bastırmak ve hatta ortadan kaldırmaya yönelik bir zihniyet yarattığı da söylenebilir. Daha detaylı açıklamak gerekirse, sosyal darwinizm ekolünü benimseyen kişiler kendilerine kabaca şu soruları yöneltmiştir: 10 " D oğa ve insan toplumunun yer aldığı dünyadaki tüm faaliyetler evvelden bilimsel yollarla organ ize edilmiş ise, o zaman günah kavramından nasıl bahsedilebilir? " " Kendimizi üstün görerek alt seviye halklara uygulamayı sürdür düğümüz faaliyetler kötülük olarak adlandırılıyorsa ve günah işliyorsak, neden cezalandırılmıyoruz da imparatorluğumuz sürekli büyümekte?" İngiliz cephesinde sosyal darwinizm fikirleri hakkında yazılar yazıp kitleleri etkileyici faaliyetlerde bulunan kişiler arasında Rudyard Kipling , Cecil Rhodes , Charles Dilke , Alfred Russel Wallace 11 , Thomas Hardy , Leslie Stephen , Algernon Charles Swinburne , George Meredith ve John Rushkin gibi edebiya tçı, siyasetçi ve bilim insan ları bulunmaktadır. Bu isimlerden birkaçının açıklamalarından örnek vererek nasıl bakış açısına sahip oldukları daha rahat anlaşılabilir: 12 Ruskin : " Şüphesiz bir yaratıcı var, ama ne yazık ki dünyadaki herşeye hakim olamıyor; emirleri işe yaramıyor! " Wallace : " Tanrı kötüyü cezalandırabilecek beceriye sahip midir? Cezalandırmak istemiyor mu yoksa? Yani insanların iyiliğini düşünmüyor mu? İyilikseverliğini icraatle gösterebilecek bir kudrete sahip değil mi? Eğer bunları gerçekleştiremiyorsa herşeye kadir değildir. " Kipling : " Savaş, doğal seçilim süreci içerisinde Tanrısal bir gereçtir. Britanya, savaş sayesinde yerkürenin beşte birine sahip olmuştur. " Bu sözler dikkat lice incelendiğinde şahısların "inanç" kavramını sorguladıklarını ve bazılarının biyolojik kanunları teolojik olgular ile birleştirerek siy asi güçlerini sahip 10 Sosyal darwinist yazarların bu iç dünyaları bir yandan kadercilik cephesine doğru yol almaktayken bir yandan da T anrı’nın varlığını sorgular vaziyettedir . Bknz: Koch, H. W., Der Sozialdarwinismus: Seine Genese und sein Einfluß auf das imperialistische Denken, 1973, München, Verlag: C. H. Beck 11 Charles Darwin ile yakın ilişkisi vardı. Darwin, kuramını kitaplaştırmış fakat yayınlamaktan çekiniyorken Wallace ile arasında geçen bir mektuplaşma sonucu kendisinin de benzer fikirleri desteklediğine şahit olduktan sonra cesaret kazanarak 1859’da "Türlerin Kökeni" kitabını yayınlamaya karar vermiştir. 12 Koch, H. W., Der Sozialdarwinismus: Seine Genese und sein Einfluß auf das imperialistische Denken, 1973, München, Verlag: C. H. Beck Emir Öngüner 31.01.2016 4 oldukları güzide özelliklere bağladıkları görülmektedir. Kabaca bu tarz sözler, yaşadığımız dönemde şahıs ve ülke ismi vermeden rastgel e kişilere okutulup kimler tarafından yazıldığı sorulduğunda şüphesiz okültist 13 Nazi ideolojisini benimseyen birinin kaleminden çıktığını iddia eden kişi sayısı az olmayacaktır. Savaşı doğal seçilim çerçevesinde gerekli bir olgu olarak kabul ederek roman ve şiirler yazan Rudyard Kipling ’in 1907 senesinde edebiyat dalında Nobel ödülü alması da altı çizilmesi gereken önemli bir hadisedir. 14 Sosyal darwinizm ideolojisinin doğduğu yıllarda dünyaya gelmiş olan ve distopik 15 romanlar ından tanıdığımız Herbert George Wells , Aldous Huxley ve Jack London gibi yazarların eserlerine bakıldığında totaliter rejimlerin eleştirildiği anti- ütopik tezlerin işlendiği görülmektedir. Bu yazarlar, dünyaya egemen olan tek bir devletin hüküm sürdüğü hayali bir ortamdan yola çıkarak sosyal mesajlar vermeye çalışmışlardır. Distopyanın en önemli temsilcilerinden George Orwell ise unutulmaz eseri "1984"te, ırkların doğuştan birbirine nazaran bir üstünlüğü olmadığını ve ırkçılığın önünün kesilmediği takdirde oluşacak bir totaliter rejimin düny a toplumları için felakete dönüşebileceği tezini işlemiştir. 16 Görüldüğü gibi, sosyal darwinist fikirlerin egemen olabileceği dünyayı eleştiren ve çoğunluğu İngiliz olan aynı dönemde yaşamış bilim - kurgu yazarları da mevcuttur. 20. yüzyıl başlarında, I. Dünya Savaşı’ndan evvel, dünyanın yaklaşık beşte birine hükmederek sömürgeci zihniyeti en azami düzeyde tutan Britanya İmparatorluğu’nun " üzerinde güneş batmayan devlet" rüyasını sürdürmesi için yayılmacı ve sömürücü politikalara devam etmesi gerekiyordu. Bu evrede sosyal darwinist fikirlerin siyasette de etkili olduğu açıkça gözlemlenebilir. Afrika ve Asya halklarını alt seviye insan topluluğu olarak göstererek yeraltı ve yerüstü kaynaklarını kullanıp ana kıtadaki medeniyeti yüksek mertebede tutmaya çalışan zihniyet , kendini üstün özelliklerle donatılmış ve doğal olarak alt mertebedeki insanlara üstünlük kurma hakkına sahip hisseden bir toplum u yönlendirmi ştir. Güney Afrika’daki elmas madenlerini işleterek bugünkü dünyanın önde ge len elmas üreticilerinden olan "De Beers" frimasının kurucusu ve bu bölgedeki İngiliz sömürgesi Cape Parlamentosu’nun başbakanı olan Cecil Rhodes ’un şu sözleri ırkçı görüşteki İngiliz zihniyetinin nelere cesaret edebileceğini açıkça ortaya koymaktadır: " Bu dünyanın ilk ırkının bizler olduğuna ve yeryüzünün ne kadar geniş c oğrafyasına hükmedersek insan ırkı için o kadar iyi olacağına gönülden inanı yorum. 13 Okültizm; gizlibilim olarak da bilinir. Ezoterik gelenek bağlamında sembolizm, astroloji, simyacılık ve büyücülük gibi akımların hakim olduğu gizemli bilgiler üzerine kurulan bir yaşam tarzıdır . Nazi ideolojisine aşırı bağlı kişilerce bir inanç tarzı olarak da tanımlanmaktaydı . Nasyonal sosyalizm, Hristiyanlık inancının kendi ideolojisinin üstünde olmasını hiçbir zaman kabul etmemiştir. Bu nedenle “pozitif Hristiyanlık” adı altında başlatılan ve etnik saflığı kabul ederek Hz. İsa’nın Yahudi ler ile olan bağlarını reddeden bu görüş Nazizm in icat ettiği resmi din olmuştur. 14 Nazi geçmişi olan bilim insanlarının Nobel ödülü alabildiklerine şaşırmadığımız gibi İngiliz ırkçı sosyal darwinistlerin aynı şekilde ödülle ndirilmelerine de şaşırmıyoruz! (bknz: 1973’te Nobel ödülü alan Nazi kökenli Avusturyalı etoloji uzmanı Prof. Konrad Lorenz) 15 Distopya: baskıcı yönetim altında yaşayan toplum ların durumlarını tasvir etmek için kullanılır ; ütopya kavramının zıttıdır. 16 Hitchens, Ch., Why Orwell Matters, 2002, Basic Books, New York Emir Öngüner 31.01.2016 5 Amacımız Britanya İmparatorluğu’nu genişletmek, tüm medeniyet yoksunlarını Britanya egemenliği altına almak ve Anglo - Sakson ırkının mutlak hüküm sürdüğü daha büyük bir imparatorluğa sahip olmak için Amerika Birleşik Devletleri ile birleşmektir. Ne g üzel bir rüya! G erçekleşmesi tabi ki mümkündür!" 17 1894 senesinde piyasaya çıkan "Sosyal Evrim" kitabı ile İngiliz sosyolog Benjamin Kidd , İngiliz emperyalizmini biyoloji ile yorumlayarak konuya etnik boyutun yanı sıra dini unsurları da eklemiş ve Hristiyanlığın İngi liz toplumunun yüksek medeniyet nazarında önemli bir etken olduğunu savunmuştur. 18 1897 yılında İngiliz tarihçi John Beattie Crozier imzasıyla yayınlanan "Entelektüel Gelişim Tarihi: Modern Evrimin Ana H atları Hakkında" isimli çalışmada otoriter yönetim ve şiddet kavramları birleştirilerek, alt seviye toplumların üst seviyedekilerin emrine girmesi gerektiği ve hükmeden medeni toplumların alt seviyedeki insanlara karşı şiddet uygulamasının gerekliliğinden bahsedilmiştir. 19 1899- 1902 yılları arasındaki Güney Afrika Savaşı 20 sırasında sosyal darwinist düşünce ivme kazanmıştır. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin kuzeyindeki Transvaal bölgesinde bulunan maden kaynakları uğruna Hollanda sömürge devletine karşı başlatılan bu savaş Britanya İmparatorluğu’nun I. Dünya Savaşı öncesi yer aldığı en ciddi muharebedir. Mücadele ettikleri düşmanlarının Hollanda’dan göç eden Flemenk asıllı Avrupalılar olması ve o dönemdeki ırkçı - emperyal düzeydeki yayınların da etken olması İngiliz ırkçılığının Avrupa kıtası içindeki diğer milletlere de karşı olduğunu göstermektedir. 21 1904 senesinde siyasetçi Charles H. Harvey tarafından neşredilen " Britanya Politikasının Biyolojisi" isimli eserde sosyal darwinist emperyalizmin tüm argümanları ele alınarak , biyoloji bilimindeki kanunları n siyasete uygulama sının gerekliliği ve büyük siyasi güçlerin doğa bilimindeki kanunlara sadık kalarak yüks elebildikleri tezi işlenmiştir. 22 Bahsi geçen fikirleri savunan kişiler dikkatlice incelenirse , sosyal darwinist ideol ojinin toplumdaki sıradan bir kesim değil, aksine toplumu yöneten ve sosyal bağlamda yön veren kişiler tarafından şiddetle savunulduğu görülmektedir. İngiltere’de başbakanlık ve dışişleri bakanlığı yapmış Robert Gascoyne Lord Salisbury ’ nin 1898’de Londra’da yaptığı bir konuşma sırasında " yaşayan ve ölen milletler" konusuna bahsedilen çerçevede değinmesi ise başka bir örnektir. 23 17 Koch, H. W., Der Sozialdarwinismus: Seine Genese und sein Einfluß auf das imperialistische Denken, 1973, München, Verlag: C. H. Beck 18 Kidd, B., Social Evolution, 1894, McMillan and Co., New York 19 Crozier, J. B., History of Intellectual Development: On the Lines of Modern Evolution, 1897, Longmans, Green and Co., New York 20 II. Boer Savaşı olarak da bilinir. Boer kelimesi Hollandaca "çiftçi" anlamına gelir ve sömürge döneminde Afrika’ya yerleşen Hollandalılar için kullanılan bir tabirdir. Anadili Hollandaca olan 7 milyona yakın Boer’ u n bugünkü Güney Afrika, Nambiya ve Botsvana’da yaşadığı bilinmektedir. 21 Churchill, W., The Boer War, 1989, Cooper, London 22 Harvey, C. H., The Biology of British Politics, 1904, Swan Sonnenschein & Co. London 23 "living & dying nations"; Searle, G. R., A New England?: Peace and War 1868-1918, 2004, Oxford University Press