Preview only show first 10 pages with watermark. For full document please download

Carl J. Friedrich Sınırlı Devlet

Carl J. Friedrich Sınırlı Devlet Limited Government Çeviren: Mehmet Turhan ISBN 13: Liberte Yayınları / Baskı: Ekim 2014; 1. Baskı: Eylül 1999 (Gündoğan Yayınları) 2014, Liberte

   EMBED

  • Rating

  • Date

    June 2018
  • Size

    3.7MB
  • Views

    5,063
  • Categories


Share

Transcript

Carl J. Friedrich Sınırlı Devlet Limited Government Çeviren: Mehmet Turhan ISBN 13: Liberte Yayınları / Baskı: Ekim 2014; 1. Baskı: Eylül 1999 (Gündoğan Yayınları) 2014, Liberte Yayınları 1974, Pearson Education, Inc. Yayın Yönetmeni: Selçuk Durgut Tashih: Gökhan Yücesan Sayfa Düzeni: Liberte Yayınları Kapak Tasarımı: Muhsin Doğan Baskı: Tarcan Matbaası Adres: Zübeyde Hanım Mah. Samyeli Sok. No: 15, İskitler, Ankara Telefon: (312) Faks: (312) Sertifika No: Adres: GMK Bulvarı No: 108/16, Maltepe, Ankara Telefon: (312) Faks: (312) Web: Sertifika No: Liberte Yayınları Liberte Yayın Grubu nun tescilli bir markasıdır. CARL JOACHIM FRIEDRICH 1901 de Almanya nın Leipzig kentinde doğan daha sonra Amerikan vatandaşlığına geçen Friedrich in hukuk ve anayasacılık üzerine çalışmaları onu, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemin önde gelen siyaset bilimcilerinden biri yaptı. Friedrich totalitarizm konusunda en etkili düşünürlerden biridir. Friedrich, orta öğrenimini 1911 den 1919 kadar, klasik dil ve edebiyat eğitimini temel alan seçkin bir Alman eğitimi veren Gymnasium Philippinum da tamamladı. Friedrich, Heidelberg Üniveristesi nde Max Weber in kardeşi Alfred Weber ile çalıştı. Heidelberg Üniversitesi nden 1925 te mezun olan Friedrich, başka üniversitelerden de ders aldı. Friedrich in ailesinin ABD ile kuvvetli bağları vardı. Kardeşiyle beraber Birinci Dünya Savaşı ndan hemen sonra Amerika da yaşadı ve okudu. Kardeşi Almanya ya dönen Carl ise ABD de yaşamaya devam etti. Friedrich, 1926 da Harvard Üniversitesi nde Siyasal Bilimler Fakültesi ne öğretim görevlisi olarak atandı. Doktorasını Almanya da, Heidelberg Üniversitesi nden 1930 da aldı. Hitler iktidara geldiğinde, ABD ye dönmeye karar verdi ve Amerikan vatandaşı oldu da, Harvard Üniversitesi Siyasal Bilimler Profesörü oldu. Devlette liderlik ve bürokrasi problemleri, kamu yönetimi ve karşılaştırmalı siyasal kurumlar Friedrich in akademik ilgi alanlarıydı. Oldukça popüler bir öğretim üyesi olan Friedrich siyasi tarih hükümet ve felsefe üzerine 31 ciltlik bir çalışma yayınlayan ve 22 ciltlik bir çalışma düzenleyen, üretken bir yazardı Alman anayasa hukuku ve onun parçalanmasını çevreleyen koşullar konusunda uzman olan Friedrich, temsilî demokrasiyi savunmuştur. O, doğrudan demokrasiye, ancak özellikle totalitarizme yol açan referandumların kullanımına (ya da kötüye kullanımına) şiddetle karşı çıkmıştır. Friedrich, sivil kuruluşların güçlü altyapısı ile desteklenmiş hukukun üstünlüğünü korumanın gerekliliğini vurgulamış ve tabandan gelen halk hareketlerine şüpheyle yaklaşmıştır. Friedrich Batı Alman Anayasası nın taslağını ve Almanya nın Federal Devletleri nin anayasalarını hazırlama çalışmalarına katıldı. Daha sonra, Porto Riko, Virjinya Adaları ve İsrail anayasalarına da danışmanlık yaptı. Friedrich, 1971 de emekli olana kadar Harvard ve Heidelberg üniversitelerinde dönüşümlü olarak ders verdi. Ders verdiği üniversiteler arasında, Manchester Üniversitesi ve Duke Üniversitesi de bulunmaktadır. Ayrıca, 1962 de Amarikan Siyaset Bilimi Derneği; arasında Uluslararası Siyaset Bilimi Derneği başkanlığını yürüttü de, Almanya Federal Cumhuriyeti Başkanı tarafından Alman Liyakat Nişanı ile ödüllendirildi. Judith Shklar, Benjamin Barber, ve Zbigniew Brzezinski gibi tanınmış siyaset teorisyenleri öğrencilerinden bazılarıdır. Carl Friedrich 1984 te ABD, Massachusetts te 83 yaşında vefat etti. İÇINDEKILER ÇEVIRMENIN ÖNSÖZÜ 11 1 ZAMANIMIZDA ANAYASA YAPIMI 17 2 İKTIDAR 35 3 ANAYASACILIK VE ÖZGÜRLÜK 53 4 ANAYASACILIK VE DEMOKRASI 67 5 FEDERAL ANAYASACILIK 93 6 ANAYASAL İNSAN HAKLARI ANAYASAL KRIZ YÖNETIM VE ANAYASACILIK MEŞRULUK VE ANAYASACILIK ANAYASANIN YORUMU 201 SONNOTLAR 217 KAYNAKÇA 237 Annemin sevgi dolu anısına... Charlotte Friedrich ( ) ÇEVIRMENIN ÖNSÖZÜ 1970 li yıllarda Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi nde doktora çalışmalarım sırasında, anayasa hukuku ile siyaset bilimini birleştiren, kuramsal ve kurumsal ağırlıklı çalışmalar yapmış Amerikalı bilim adamlarını merak ediyordum. O yıllarda Kıta Avrupası nda, özellikle de Fransa da anayasa hukukunda siyaset bilimi yaklaşımı egemendi. Ben de bu yaklaşımı son derece önemli buluyor ve benimsiyordum. Bu görüşün ünlü temsilcisi Maurice Duverger in kitaplarını okuyordum. Amerika da ise o dönemde siyaset biliminde davranışçı yaklaşımlar ağırlıkta olduğundan, siyaset bilimciler anayasa hukukuyla, daha doğrusu kuramsal ve kurumsal konularla ilgilenmemekteydi. Anayasa hukukçuları da zaten siyaset bilimine fazla olmayan ilgilerini tümden kesmiş ve bana göre kuru bir hukukçuluk yapmaktaydılar. Ben ise bu iki disiplini birleştiren çalışmalara ilgi duymaktaydım. O sıralarda hocam Yahya K. Zabunoğlu na İngilizcede istediğim türde bir çalışma bulabilip bulamayacağımı sordum. Carl J. Friedrich Sınırlı Devlet 11 12 Carl J. Friedrich Sınırlı Devlet Bana hemen Carl Joachim Friedrich i ve son baskısı (dördüncü baskısı) 1968 de yapılan Constitutional Government and Democracy (Anayasal Devlet ve Demokrasi) 1 adlı çalışmasıyla, 1963 yılında basılmış olan Man and His Government (İnsan ve Devleti) adlı yapıtını önerdi. Bunları okudum. Daha sonra da şu an çevirisini yaptığım 1974 yılında yayımlanmış olan Limited Government: A Comparison (Sınırlı Devlet: Bir Karşılaştırma) 2 başlıklı kitabını okuma fırsatı buldum. Carl Friedrich bugün eskisi kadar ünlü değil, ne yazık ki Carl Friedrich in kitaplarının yeni baskıları yapılmamakta ve unutulmuş kitaplar ( forgotten books lar) arasında yer almaktadır. Oysa Carl Friedrich in çalışmaları bunu hak etmiyor. Carl Joachim Friedrich 5 Haziran 1901 de Almanya da Leipzig de doğmuş ve 19 Eylül 1984 te Amerika Birleşik Devletleri nde Lexington, Massachusetts de ölmüş, Alman asıllı Amerikalı bir siyaset bilimcidir. Siyaset bilimi, hukuk felsefesi ve anayasacılık üzerine yazdıkları Carl J. Friedrich i İkinci Dünya Savaşı sonrasında dünyanın en önemli siyaset felsefecileri arasına sokmuştur. Carl Friedrich Alman asıllı olması nedeniyle hem kıta Avrupası nın kültürünü hem de Amerikan siyaset bilimini biliyor ve her ikisini de birleştirebiliyordu. Sanıyorum ki, Carl J. Friedrich kadar anayasacılığın ne olduğunu bilen bir bilim insanı bulmak zordur. İşin aslında Carl Friedrich in bu konudaki daha uzun bir çalışması olan Constitutional Government and Democracy adlı yapıtını çevirmek isterdim. Ne yazık ki bunu gerçekleştiremedim. Carl Friedrich, daha kısa Sınırlı Devlet adlı bu çalışmasında politika ve anayasalarla ilgili birçok önemli düşüncesinin bir sentezini bize sunmaktadır. Yazar siyasal sistemlerle ilgili derin bilgisini ve demokratik değerlere olan sarsılmaz inancı- Çevirmenin Önsözü 13 nı ve bağlılığını birleştirerek anayasacılığın, bir başka deyişle, sınırlı devlet in anlamını bu yapıtta açıklamaktadır. Hemen şu belirtilmelidir ki, Friedrich in bu yapıtı 1974 yılında yayımlanmıştır. Bu nedenle de 1974 sonraki gelişmeler kitapta yer almamaktadır. İyice kavranması gereken ve Friedrich in de anlatmak istediği, anayasa sözcüğünün biri hukuksal öbürü de siyasal olmak üzere iki anlamının olduğudur. Yani anayasa sâdece bir devletin hukuksal statüsü olmayıp, devlet içinde iktidarı ve toplum içinde de devlet iktidarını sınırlayan bir belgedir. Başka bir deyişle, anayasal devleti anayasalı devletten ayırmak gerekir. Her devletin anayasası vardır; ama her devlet anayasal bir devlet olmayabilir. Gerçekleşmesi zor olan anayasal devlettir. Anayasal devleti gerçekleştirmek sâdece bir anayasaya sâhip olmakla mümkün olmayabilir. Hatta anayasası olmamasına rağmen (yani yazılı bir metin içinde toplanmış bir anayasası olmayan) İngiltere kuşkusuz anayasal bir devlettir. Yine az gelişmiş ülkelerin hemen hepsinin anayasası olmasına rağmen çoğu anayasal devlet değildir. Anayasacılık olgusu ve düşüncesi Batı toplumlarında ortaya çıkmıştır. Doğulu toplumlarda anayasacılık, yani devlet iktidarını sınırlayan, kişi haklarını güvenceye alan bir belge olarak anayasanın anlaşılması Batı nın etkisiyle olmuştur Fransız İnsan ve Vatandaş Hakları Bildirisinin 16. maddesindeki, insan haklarının sağlanmadığı ve kuvvetler ayrılığının belirlenmediği toplumlar asla anayasaya sâhip değildirler hükmü anayasacılığın ne olduğunu açıkça belirtmektedir. Şurası önemle ve ısrarla vurgulanmalıdır ki, anayasacılık ve insan hakları ilk olarak Batı toplumlarında ortaya çıktı diye, diğer 14 Carl J. Friedrich Sınırlı Devlet ülkelerde bunlar geçerli olamaz veya olmamalıdır sonucuna varılamaz. Çağımızda uygar olmanın koşulu anayasal devlet olmaktır. Devlet iktidarı kurumsallaştığında, hukuksal bir çerçeveye alındığında ve bu yolla sınırlandığında anayasal devlet söz konusu olur. Bundan böyle devlet iktidarını kullananlar emretme yetkilerini anayasadan alır ve kendi koymuş oldukları kurallara bağlı olurlar. Anayasa, yasaların ve yönetsel düzenleyici işlemlerin yapılmasına ilişkin temel kuralları içerir. Anayasanın öngördüğü biçimde yapılan bu hukuksal işlemler herkesi bağlar. Böyle bir devlet keyfî bir biçimde yönetilmeyen bir devlet, yani hukuk devleti dir. Carl J. Friedrich in Sınırlı Devlet i okunurken bu yapıtın 1974 yılında yayımlandığı unutulmamalıdır. Yazar kitabını şu an yazsaydı, kuşkusuz komünizme ve Sovyetler Birliği ne bu denli geniş bir yer vermezdi; veya verse bile bu farklı bir açıdan olurdu. Francis Fukuyama nın tarihin sonu olarak adlandırdığı Sovyetler Birliği nin ve Doğu Avrupa daki komünizmin çöküşü, Carl J. Friedrich in savunduğu liberal görüş ve bunun sonunda ortaya çıkan anayasal devletin Soğuk Savaş ı kazanmasıyla gerçekleşmiştir. 3 Birkaç söz de çeviri üzerine söylemek isterim: Kuşkusuz çeviri yapmak zor bir iştir ve bazen çeviri, telif yapıttan bile güç gerçekleşebilmektedir. Çeviride metnin aslına sâdık kalınırsa okunması zor; ama doğru bir çeviri ortaya çıkıyor. Çevirinin güzel olması istenirse; bu kez de aslına çok fazla sâdık olmayan, yeni bir metnin ortaya çıkması tehlikesiyle karşılaşılıyor; ama bu kez çeviri daha güzel oluyor. Ben bu çeviride bu iki ucun ortasında kalmaya çalıştım. Ne derece başarılı oldum, bilemiyorum. Başarılı olup olmadığımı okuyucu takdir edecektir. Carl J. Friedrich in Sınırlı Devlet adlı yapıtının Türk Çevirmenin Önsözü 15 okuyucusuna ilginç gelmesini umuyorum. Konu ülkemiz açısından önemlidir ve üzerinde çokça düşünülmesi gereken yönleri bulunmaktadır. Ülkemizde sınırlı devletin gerçekleştirilmesinde bu yapıtın yararlı olmasını dilerim. Prof. Dr. Mehmet Turhan Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi 30 Ekim2013 1 ZAMANIMIZDA ANAYASA YAPIMI Zamanımız anayasa yapımında tuhaf bir çelişkiyle karşı karşıya kalmıştır. Bir yandan her yeni ulus eksiksiz olabilmek için bir anayasaya sâhip olması gerektiğinde ısrar ederken, diğer yandan da halklar anayasaların etkinliğine pek fazla güvenmemektedir. Anayasalara küçümseyerek bakan bazı alaycı kişilerin ileri sürdüğü gibi, halk, bunların birer kâğıt parçaları olduklarını düşünmese de, anayasalara saygının genellikle bunları ihlâl etmekten geçtiği düşüncesine eğilimlidir. 4 Toplum için yeterli olmaktan çıkan eski anayasalara sâhip ve bu nedenle de, anayasal reform istemlerinin ortaya çıktığı yerleşik devletler de benzer bir paradoksla karşı karşıyadır. Bu tür bir anayasal reform sâdece Amerika Birleşik Devletleri nde etkin ve canlı bir biçimde tartışılmamakta, Kanada, Fransa, Federal Alman Cumhuriyeti, Belçika ve hatta geleneklerine bağlı İngiltere ve İsviçre de bile konuşulmaktadır. Sorunun, Carl J. Friedrich Sınırlı Devlet 17 18 1. Bölüm var olan anayasal düzenlemelerin toplumda ve politikada yeni ortaya çıkan koşullara uyarlanabilmesi için nasıl değiştirileceği olduğu anlaşılmaktadır. Şu an birçok Amerikalının zihnini rahatsız eden soru, Yeni bir anayasaya ihtiyaç var mı? sorusudur. Kısa bir süre önce baştan sona yepyeni bir anayasa çalışması yapılmıştır ve bu çalışma üzerinde söylenecek olumlu çok şey vardır. Bu anayasanın yazarları bunu Amerikan Cumhuriyetleri için bir anayasa olarak adlandırmaktadırlar. Söz konusu bu çalışmada sâdece federal yapı değiştirilmemekte, bunun yanında yasama-yürütme ilişkileri ve 1787 Anayasası nın birçok özelliği radikal bir biçimde farklılaştırılmaktadır. 5 Böyle bir anayasa taslağı ilk de değildir. W. Y. Elliott ve Hazlitt in önerilerinde olduğu gibi, bazı eski anayasa önerileri de güçlü yankılar yapmıştır. Siyaset bilimciler arasında, Amerikan başkanlık sistemiyle karşılaştırıldığında, İngilizlerin parlamenter sistemi lehinde düşünce ve duygular daha egemen olmuştur, hatta Woodrow Wilson gibi politikanın hem uygulamasını hem de teorisini yapmış saygın bir kişi bile İngiliz sistemini yeğlemiştir. 6 Açıkçası birçok kişi hâlâ anayasal yapıların çok büyük pratik bir öneme sâhip olduğuna inanmıştır ve hâlen de inanmaktadır. Davranışçı olarak adlandırılanların kurumsal kaygıları küçümsemeleri yeterli olamamıştır. Çünkü kurumlar tekrarlanan davranış dışında nedir ki? Ve anayasalar da belli bazı temel davranış kalıplarını yerleştirme ve diğerlerini ise sınırlama teşebbüsü dışında başka ne olabilir ki? Diğer yandan, Amerika Birleşik Devletleri nin süper güç konumuna yükselmesi, birçok kişiyi yanlış olarak Amerikan Anayasası nın rolünü gereğinden fazla büyütmesine ve Amerikan Anayasası na başarının bir anahtarı olarak bakmasına neden olmuştur. Anayasa yapımı yeni uluslar için iyi bir şey Zamanımızda Anayasa Yapımı 19 olarak ortaya çıkmıştır. Böylece bir ülke bağımsız olduğunda bir anayasaya da sâhip olması gerektiği kabûl edilmiş ve ondan sonra da çoğunlukla bu anayasanın getirdiği sistemin işlemediği görülmüştür. Çok şükür ki, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Fransa gibi köklü ülkelerde, anayasacılığın belli görünüşlerinin yarattığı hayâl kırıklığı bir anayasa mit inin gelişimini engellemiştir. Bu yüzyılın başında Amerikan Anayasası nerdeyse kutsal bir belge gibi görülmekteydi. Bayramlarda, Dört Temmuz Nutku yüzeysel konuşma retoriği olarak tanımlanıp alay etmek için kullanılır bir terim hâline gelene kadar, özellikle 4 Temmuz da, anayasayı övmek yerleşik bir dinsel uygulama görüntüsü arz etmekteydi. Anayasa nın yeterli olup olmadığını değerlendirmeye çok nâdir kalkışılırdı. Bugün bu durum radikal bir biçimde değişmiştir. Özellikle gençler arasında olmak üzere, oldukça çok sayıda kişi, Anayasa nın kurulu düzeni savunduğu ve demode olduğu eleştirisini yapmaktadır. 18. Yüzyıl daki yasa ve anayasa yapımı, sıkı bir biçimde, Aydınlanma Çağı nda egemen olan akla olan inanca dayandırılmıştır. Bu genel görünüş büyük ölçüde 19. Yüzyıl a da taşınmıştır. Kuşkusuz hukukun kutsallığı düşüncesi Ortaçağlara kadar götürülebilir ve bu düşünce açık bir biçimde ilk modern siyasal düşüncenin temelinde yer almaktadır. Bu görüş insanların değil yasaların hükûmeti formülünde billurlaşmıştır. 7 Zamanımız bu inançları ve bunları karşılayan zihinsel meşgûliyetleri yitirmiştir. Siyasal yaşamda ilginin odak noktası hukuktan politikaya kaymıştır. Günümüzde birçok kişi önemli olan şeyin politika yapım sürecine katılmak olduğuna inanmaktadır. Bu politikaların mevzuat hâline nasıl dönüştürüleceği ise teknik bir iş olarak görülmektedir ve 20 1. Bölüm bu işin hukukçulara ve birçok Avrupa ülkesinde de özellikle adâlet bakanlarına bırakılmasının doğru olacağı düşünülmektedir. Hukuk ve yasalarla ilgili olarak genel görünüşteki bu değişimin anayasa-yapımı ve anayasa-değişikliğini etkilemesine şaşırmamak gerekir. Bu konuda da birçok kişi politikalar üzerinde anlaşmanın önemli olduğunu düşünmektedir. Bu açıdan, anayasa hükümleri, Amerika Birleşik Devletleri nde, İkinci Seçmenler Kurulu nun kaldırılması örneğinde olduğu gibi, temel politik kararların alımında teknik formüller olarak görülmektedir. Ama politik kararlar denen şeylerin, daha yakından incelendiğinde, anayasa değişikliğinin gerçekleştirmek istediği yönün müphem ve belirsiz kanıtları olduğu ve ayrıntılı bir incelemede bulunmadan pratik bir öneminin olmadığı görülecektir. Bu nedenle, İkinci Seçmenler Kurulu nun ortadan kaldırılması söylemi, böyle bir değişimin Amerikan politikasında yaratacağı önemli değişikliklerle birlikte, kurul ile birlikte başkanın seçiminin federal yapısının da ortadan kalkıp kalkmasının amaçlanıp amaçlanmadığı gibi birçok soruyu ortada bırakmaktadır. Yine bu söylem, Porto Rikolular gibi, bir Amerikan eyâletinde oturmayan Amerikalıların, Başkanlık seçimine katılmaktan dışlanmalarını gerektirip gerekmediği sorusunu yanıtlamamaktadır. Porto Rikolular, bu yolda bir anayasa değişikliği yapılmamış olsa da, Kolombiya Bölgesi için yapılan değişiklikte olduğu gibi, yeni bir anayasa değişikliğiyle böyle bir katılım talep etmektedir. Bu yüzden bu tür öneriler iktidarları büyük ölçüde azalacak kişilerin şiddetli muhalefeti ile karşılaşacaktır. Demokratik koşullarda böyle bir muhalefet değişiklikten yararlanacaklara yapılacak destekten daha etkili olacaktır. Anayasacılık sorunu, içerdiği semantik sorunlar nedeniyle, Zamanımızda Anayasa Yapımı 21 daha da karmaşıklaşmaktadır. Eğer kişi sözcüklerin diktatörlüğüne ya da sözcüklerin sâdece sözcük olduğuna ve daha da başka bir şey olmadığına inanıyorsa, sözel formülleştirmelere olan inancını kaybedecektir. Eğer bu inanç kaybı anayasalara inanç kaybına dönüşmüşse, bu bizi sonunda benim manipülatif kayıtsızlık dediğim duruma götürecektir. Bu tür bir manipülatif kayıtsızlık Alexander Pope un çok bilinen Bırakınız hükûmet biçimleriyle aptallar uğraşsın. En iyi yönetilen en iyisidir deyişinde çok özlü bir biçimde ifade edilmiştir. Böyle bir görünümün ışığı altında, anayasaların büyük ölçüde açıklayıcı yâni izharı bir değeri olabilir. Anayasalar ya gerçekte yapılmış şeyleri, ya da yapılması gerektiğine inanılan şeyleri ilân ederler. Bu açılımların her ikisi de davranışları düzenleme olarak değil, davranışlarla ilgili isteklerin ve tutumların ifadesi olarak görülebilir. 8 Anayasaların siyasal yaşamın etkin düzenleyicileri olduğuyla bağlantılı yaygın kuşkuya rağmen, daha önce de belirtildiği gibi, Almanya, İtalya ve Fransa dâhil, İkinci Dünya Savaşı ndan sonra dünyanın her yerinde, çok değişik koşullarda, çok sayıda anayasa kabûl edilmiştir. Bu anayasaların kabûl edilmesinde, sâdece politikacılar değil, halk da anayasaların düzenleyici araçlar olarak büyük bir öneme sâhip olduğu düşüncesine sâhip olması nedeniyle önemli bir role sâhiptir. Düşünüldüğünde en radikal septik dahi anayasal belgelerin siyasal davranışı biçimlendirdiğini kabûl etmek zorundadır. Politik yaşamın büyük bir kısmı, çoğu zaman anayasal hükümlere göre yürütülür. Eğer durum böyle değilse, anayasal hükümlere uygun hareket etmeme çekişme ve çöküşü de beraberinde getirecektir. Kişi anayasalarda yer alan sözcük ve cümlelerin amacının KAYNAKÇA Adler, Mortimer The Idea of Freedom, Cilt I. New York: Doubleday. Bachrach, Peter ve Morton Baratz Power and Poverty Theory and Practice. New York: Oxford University Press. Bailyn, Bernard The Ideological Origins of the American Revolution. Cambridge: Harvard University Press. Baldwin, James Nobody Knows My Name. New York: Dial Press. Bay, Christian The Structure of Freedom. Stanford: Stanford University Press. Becker, Carl The Declaration of Independence. New York: Knopf. Berlin, Isaiah Two Concepts of Liberty. New York: Oxford University Press. (Aynı zamanda şu adla da basılmıştır: Four Essays on Liberty, pp New York: Oxford University Press, 1968). Blitzer, Charles An Immortal Commonwealth Political Thought of James Harrington. New Haven: Yale University Press. Botero, Giovanni Reason of State, çeviren P. J. and D. P. Waley. New Haven: Yale University Press. Bowie, Robert R. ve Carl J. Friedrich. Derleyenler Studies in Federalism. Boston: Little, Brown. Braunthal, Gerhard Federalism in Germany: The Broadcasting Controversy, Journal of Politics, 24: Carl J. Friedrich Sınırlı Devlet 237 238 Carl J. Friedrich Sınırlı Devlet Buck, Paul H Road to Reunion, Boston: Little, Brown. Burnham, James The Machiavellians Defenders of Freedom. New York: John Day Co. Butterfield, H Christianity and History. New York: Scribner s. Cahn, Edmond N. (derleyen) The Great Rights. New York: Macmillan. Cardozo, Benjamin, N The Nature of the Judicial Process. New Haven: Yale University Press