Preview only show first 10 pages with watermark. For full document please download

Marife.2010_3.ismail Fennî Ertuğrul, Kitab-ı Izâle-i şükûk, Orhaniye Matbaası, Istanbul 1928 , Dr. Hakan Uğur

Marife.2010_3.İsmail Fennî Ertuğrul, Kitab-ı İzâle-i Şükûk, Orhaniye Matbaası, İstanbul 1928 , Dr. Hakan UĞUR

   EMBED

  • Rating

  • Date

    June 2018
  • Size

    945.9KB
  • Views

    6,286
  • Categories


Share

Transcript

   marife, y ı l. 10, say ı . 3, k  ı ş  2010, s. 135-158  KUR’AN’DA H İ  KMET KAVRAMI -Tefsirlere Göre Hikmet Ayetleri- Hakan U Ğ UR  ∗   ÖZET Sözlükte bir ş eye engel olmak, i ş i sa ğ lam yapmak ve sa ğ lamla ş t ı rmak, söz-de ve fiilde isabetli olmak ve her ş eyi yerli yerine koymak gibi anlamlara gelen hik-met kelimesi Kur’an’da on dokuz ayette, yirmi defa geçmektedir. Hikmet kelimesi, geçti ğ i ayetlerde de ğ i ş ik anlamlar ta ş ı r. Müfessirlerin aç ı klamalar ı  göz önünde bu-lunduruldu ğ unda hikmet kelimesinin Kur’an’daki anlamlar ı yla ilgili olarak ş u yorumu yapmak mümkündür: Hikmetin bir ilmî, bir de amelî boyutu vard ı r. Hikmetin geçti ğ i ayetlerin tefsirini yaparken baz ı  müfessirler hikmetin ilim boyutunu, baz ı lar ı  amel yönünü, bir k  ı sm ı  da hikmetin ilim ve amelden ibaret oldu ğ unu vurgulam ı ş lard ı r. Hikmet, ki ş iyi güzel ameller yapmaya götüren, ki ş inin ahlâk  ı n ı n olgunla ş mas ı n ı  sa ğ -layan sa ğ lam ve faydal ı  ilim ve anlay ı ş  manas ı ndad ı r. Bu manas ı yla hikmet, İ s-lâm’daki iman-amel bütünlü ğ üyle de alâkal ı  bir kavramd ı r. Kur’an’a göre hikmete at-fedilen ikinci ve önemli bir mana da nübüvvet ve vahyin uygulanmas ı  olan Sünnettir. Kur’an’da hikmete atfedildi ğ ini dü ş ündü ğ ümüz di ğ er bir mana da Kur’an’  ı n kendisi ve Kur’an’da geçen hükümlerin aç ı klamalar ı d ı r.  Anahtar Kelimeler:  Kur’an, hikmet, Sünnet, müfessir, tefsir. THE CONCEPT OF HIKMA IN QUR’AN -THE VERSES OF HIKMA IN QUR’AN  ACCORDING THE INTERPRETERS- The word of “hikma”, mentioned in Qur’an twenty times in nineteen verses has meanings like to prevent something, to put something on a sound footing, to be to the point in words and works, to put everything in a right place. The word of  “hikma” has different meanings according to the verses it is used. It is possible to comment about the meanings of “hikma” in Qur’an like this when the explanations of interpreters are taken into account. Hikma has a scientific and practical dimen-sion. Some interpreters emphasizes on a scientific dimension and some emphasizes on practical dimension of hikma when they interpret the verses about hikma, some of them stresses on that hikma is composed of science and practice. Hikma has a meaning of reliable and useful science and understanding which makes people do good works and provides to mature morality. With this meaning, hikma is a concept related with the wholeness of belief and practice in Islam. The second and impor-tant meaning which is attributed to the hikma according to the Qur’an is the Sunna, applying of prophecy and revelation. Another meaning attributed to hikma accord-ing to Qur’an is the Qur’an itself and the explanations in Qur’an. Key Words:  Qur’an, hikma (wisdom), Sunna, interpreter, interpretation. ∗  Dr., Selçuk Üniversitesi İ lahiyat Fakültesi, [email protected]  Hakan U ğ ur 136 G İ R İŞ   İ slâm’da ilk nâzil olan ayet “Yaratan Rabbinin ad ı  yla oku!” 1  ifadesidir. Bütün ibadetlerden, itikâdî ve amelî hükümlerden önce okuma emri nazil olmu ş tur. Kur’an’ ı n bu vasf ı , İ slâm’da ilme ve âlimlere de ğ er verildi ğ ini ve onlar ı n yüceltildi- ğ ini göstermektedir. Ayette okuma emrinden sonra “Yaratan Rabbinin ad ı  yla...”  kayd ı n ı n eklenmesi de kanaatimizce, ilimle kastedilen ş eyin Allah’la ba ğ lant ı s ı n ı   yani dinî taraf ı n ı  vurgulamaktad ı r. Birçok ayetteki “  İ  man edenler ve sâlih amel i  ş le- yenler...”  gibi ifadeler, iman-amel bütünlü ğ üne vurgu yapmaktad ı r. Bu, İ slâm’ ı n öngördü ğ ü bir amelin, ancak Allah’a iman ı n söz konusu olmas ı  yla de ğ er kazanabi-lece ğ ini göstermektedir. Pek çok ayette de ğ i ş ik ifadelerle müminlere ilim ö ğ renme-leri emredilmi ş  ve ilim sahipleri övülmü ş tür. 2  Ancak bütün bu ifadelerde ilim salt bir bilgi y ı ğ ı n ı  olarak kabul edilmemi ş , gerek muhatab ı n gerekse bütün insanlar ı n hem dünyas ı nda hem de ahret hayat ı nda faydal ı  olacak bir faaliyet olarak kabul edilmi ş tir. İ lk inen ayetiyle muhataplar ı na ilim talebini emreden İ slâm’ ı n, ilk dö-nemlerde lay ı k ı  yla anla ş ı lmas ı  ve hayata geçirilmesiyle Müslümanlar her alanda ilerlemi ş ler ve büyük bir medeniyet vücuda getirmi ş lerdir. Kur’an’daki kavramlar ı n ara ş t ı r ı lmas ı  çal ı ş malar ı , son dönemde ortaya ç ı k-m ı ş  olan konulu tefsir çal ı ş malar ı  içinde mütâlaa edilmektedir. Bu konulu tefsir çe ş idinde ilk olarak Kur’an kelimelerinden birisi ele al ı narak kelimenin geçti ğ i ayetler tespit edilir. Daha sonra Kur’an’ ı n o kelimeyi kullanmas ı  yla hâs ı l olan mânâlar tespit edilmeye çal ı ş ı l ı r. 3  Bu tür çal ı ş malarda kelimenin lügat mânâlar ı  tespit edilir, bunun yan ı nda Kur’an’da o kelimeyle anlat ı lmak istenen mânâlar da ara ş t ı r ı l ı r. Çünkü Kur’an, geldi ğ inde o dönem Araplar ı n ı n kulland ı ğ ı  dille indiril-mi ş tir. Kur’an indirildi ğ i dönemin dilini kullanmakla beraber o dilde birtak ı m tasarruflara gitmi ş , baz ı  kelimelere farkl ı  mânâlar kazand ı rm ı ş t ı r. Kur’an’ ı n farkl ı  anlamlar yükledi ğ i bu kelimelerin anla ş ı lmas ı  için lügat mânâlar ı n ı n yan ı  s ı ra Kur’an’da o kelimenin hangi anlamlar ta ş ı d ı ğ ı  tespit edilir. Mesela “küfür”, “f ı sk” gibi kelimeler bu türdendir. Biz de bir kavram çal ı ş mas ı  olan bu ara ş t ı rmam ı zda hikmet kelimesinin Kur’an’da hangi mânâlara geldi ğ ini ele ald ı k. Hikmet, Kur’an ayetlerinde özel anlamlar ta ş ı  yan, ancak daha sonraki dönemler içinde anlam kaymas ı na u ğ ram ı ş  önemli kavramlardan biridir. Birçok hadiste de kendine yer bulmu ş  olan bir Kur’anî kavram olan hikmeti, ta ş ı d ı ğ ı  önem sebebiyle ele almay ı  uygun gördük. Kelimeyi de ğ erlendirmeye geçmeden önce lügat mânâlar ı n ı  ele ald ı k. Daha sonra hikmet kelimesinin geçti ğ i ayetleri anlamlar ı na göre grupland ı rd ı k ve ba ş l ı klar alt ı nda de ğ erlendirdik. Bu de ğ erlendirmede, onlar ı n nüzul ortamlar ı ndan bahset-tik ve müfessirlerin ba ş l ı calar ı n ı n o ayetlerde geçen hikmet kelimesini hangi mâ-  1  Alak 96/1. 2  Âl-i İ mrân 3/18, Nisâ 4/162, İ srâ 17/107, Hacc 22/54, Fât ı r 35/28, Zümer 39/9, Duhân 44/32, Mücâdile 58/11 vd. 3  Güven,  Konulu Tefsir Metodu,  ss. 137-138; U ğ ur,  Beyyine Suresi ve Yorumu,  ss. 13-32.  Kur’an’da Hikmet Kavram ı  137 137 nâlarda yorumlad ı klar ı n ı  zikrettik. Daha sonra bütün bu mânâlar ı  göz önünde bulundurarak hikmet kelimesinin Kur’an ayetlerinde ta ş ı d ı ğ ı  anlamlar ı  tespit et-meye çal ı ş t ı k. Kur’an’da hikmet kavram ı n ı  incelerken sadece hikmet kelimesinin geçti ğ i ayetleri de ğ erlendirmeye çal ı ş t ı k. Kur’an’da geçen ve hikmetle ayn ı  kökten gelen “Ahkemü’l-Hâkimîn” gibi Allah’a; “Hakîm” gibi hem Allah’a, hem de Kur’an’a ait olan s ı fatlar ı , ayr ı ca hikmetle anlam ba ğ lant ı s ı  bulunan “f ı trat”, “adalet”, “basîret”, “nühâ”, “h ı cr”, “f ı kh”, “fehm”, “furkan”, “marifet” gibi kelimeleri ara ş t ı rma d ı ş ı  b ı rakt ı k. 4   I-H İ  KMET KEL İ MES İ N İ N F İ LOLOJ İ  K ANAL İ Z İ  1. Hikmetin Kelime Anlam ı   Hikmet kelimesini ele almadan önce bu kelimenin türemi ş  oldu ğ u kökün anlamlar ı n ı  incelememiz gerekir. Çünkü bir kelimenin fiil kökü, bize mânâs ı  ile ilgili ipuçlar ı  verir. Hikmet kelimesi, H-K-M kökünden türemi ş  bir mastard ı r. H-K-M kökünün sözlükteki ba ş l ı ca anlamlar ı   ş unlard ı r: a) Düzeltmek ve yoluna koymak için bir ş eye engel olmak: Hayvanlara vurulan geme onlar ı  engelleyici anlam ı nda “hakeme” ( ﺔﻤﻜ ا )  denir. “Hakemtu’d-dâbbete”  cümlesi, “Hayvan ı  gem vas ı tas ı  ile engelledim”; mezid olarak “Ahkemtu’d-dâbbete”  cümlesi ise, “Hayvan ı  gemledim” anlam ı na gelir. Yine ayn ı  fiilin kullan ı ld ı ğ ı   “Hakemtu’s-sefîhe ve ahkemtuhû”  ifadesi, “Sefihi (iradesiz, rezil, müsrif ve beyinsizce hareket eden ki ş i) engelledim.” mânâs ı nda kullan ı lm ı ş -t ı r. 5  “Çocu ğ unu engelledi ğ in gibi yetimi de engelle!” hadis-i ş erifinde de kelime ayn ı  anlamda kullan ı lm ı ş t ı r. 6  Hikmet, hilim anlam ı na da gelir; çünkü hilim, nefse hâkim olup onu öfke-nin heyecan ı ndan korumak anlam ı  da ta ş ı maktad ı r. 7  b) İş i sa ğ lam yapmak, sa ğ lamla ş t ı rmak: 8  Bir hadis-i ş erifte, Kur’an- ı  Kerim’den bahsedilirken “ez-zikru’l-hakîm” (  ﺮﻛﺬﻟاﻴﻜ ا )   tabiri kullan ı lmaktad ı r. 9  Burada “el-hakîm” tabiri, “sa ğ lam, üzerinde herhangi bir ihtilâf ve ş üphe bulunmayan” anlam ı nda kullan ı lm ı ş t ı r. c) Adaletle hükmetmek. 10  d) Mahkemeye ç ı kmak. 11   4  Bu hususta bkz. Tan,  Kur’an’da Hikmet Kavram ı  ,  ss. 35-77. 5   İ bn Fâris,  Mu’cem Mekâyîsi’l-Lu  ğ  a,  II/91; Râ ğ ı b el- İ sfehânî,  Müfredât, s. 248; İ bnü’l-Cevzî,  Nüzhetü’l- A’yün, s. 261; İ bn Manzûr,  Lisânü’l-Arab , XII/141, 144; Fîrûzâbâdî,  Besâir, II/487.   6    İ bnü’l-Esîr,  en-Nihâye fî Garibi’l-Hadis , I/420. 7  Râ ğ ı b el- İ sfehânî,  Müfredât, s.  249; Fîrûzâbâdî,  Besâir , II/491; Zebîdî,  Tâcü’l-Arûs , VIII/353. 8   İ bnü’l-Esîr,  en-Nihâye fî Garibi’l-Hadis , I/420; İ bn Manzûr,  Lisânü’l-Arab,  XII/140; Fîrûzâbâdî,  Besâir , XII/487; Goichon, A. M.; “Hikma”, The Encyclopaedia of Islam , III/377. 9  Dârimî, Sünen,  “Fedâilü’l-Kur’an”, 1/3211. 10   İ bn Manzûr,  Lisânü’l-Arab,  XII/141  ; Zebîdî, Tâcü’l-Arûs , VIII/353 .   11   İ bn Manzûr,  Lisânü’l-Arab, XII/ 142 .    Hakan U ğ ur 138 e) Sözde ve fiilde isabetli olmak, her ş eyi yerli yerine koymak. 12   2. Hikmetin Anlam Sahas ı   Hikmet adaletle hükmetmek, söz ve fiilde isabetli olmak, e ş  yan ı n hakikat-lerini oldu ğ u gibi bilmek ve onun gere ğ ine göre amel etmek, sefihlik, cehalet ile fesattan menetmek ve sak ı nd ı rmak anlamlar ı na gelir. Bunlardan ba ş ka; Kur’an, İ ncil, Allah’a itaat, dinî konularda derin bilgi sahibi olup onunla amel etmek, Al-lah’ ı n emirleri ve bu emirlere uyulmas ı  hakk ı nda tefekkür etmek, 13  ilim, nübüv-vet, 14  Kur’an- ı  Kerim’de bulunan ö ğ ütler, 15 sünnet, 16  hakka uygun söz, 17  e ş  yan ı n hakikatini oldu ğ u gibi bilmek ve gere ğ ince hareket etmek, 18  ilim ve ak ı l yoluyla do ğ ruyu bulmak, 19  yüce varl ı klar ı  yüce bir ilimle bilmek 20  gibi mânâlarda kullan ı l ı r. Hikmet, ayr ı ca ö ğ renim olmaks ı z ı n Allah taraf ı ndan kula verilen ledünnî ilme denir. Bu ilim, yakîn ilmi, mükâ ş efe ilmi, esrar ilmi gibi adlarla da an ı l ı r. 21  Kâtip Çelebi’nin (ö.1657) tan ı m ı na göre hikmet, varl ı klar ı n hakikatini, be ş er kudretinin eri ş ebilece ğ i kadar, gerçekte olduklar ı   ş ekliyle ara ş t ı ran ilme verilen add ı r. 22  Elmal ı l ı  Hamdi Yaz ı r’ ı n (ö.1942) yukar ı dakilere ilâve olarak ş u mânâlar ı  da zikretti ğ ini görmekteyiz: İ lim ve f ı k ı h, varl ı klar ı n özündeki mânâlar ı  anlamak, Allah’ ı n emrini anla-mak, yaratmak, varl ı k düzeninde her ş eyi yerli yerine koymak, güzel ve do ğ ru i ş lere yönelmek, insan ı n gücü yetti ğ i kadar ı  yla yüce yarat ı c ı  ya benzemeye çal ı ş -mas ı , Allah’ ı n ahlâk ı  ile ahlâklanmak, Allah’ ı n emirlerini dü ş ünmek ve ona uy-mak, Allah'a itâat etmek, din ve amel, anlay ı ş , vesvese ile gerçek makam ı n ay ı rt edilmesini sa ğ layan nur, do ğ ru ve h ı zl ı  karar verebilmek, do ğ ruya iletmek, ruhlar ı n sükûn ve güvenli ğ inin son dura ğ ı , bütün hallere hakk ı  tan ı k tutmak, din ve dünya düzeni, ledünnî ilim, ilham vârid olmas ı  için s ı rr ı  saklamak veya bunlar ı n hepsi. 23  Cürcânî (ö. 816/1413)’ye göre hikmet; ifrat hali cerbeze (güzel konu ş ma), tefrit hali de belâhet (bönlük, kal ı n kafal ı l ı k) olan, orta yoldaki ilmî ve aklî bir kuvvettir. 24  Hikmet, dile getirilmi ş , aç ı klanm ı ş  anlam ı nda “el-hikmetu’l-mantûk bihâ” ( ş erîat ve tarikat alan ı ndaki ilimler); ve üzerinde konu ş ulmayarak gizlenmi ş   12   İ bn Manzûr,  Lisânü’l-Arab, XII/ 142 .  Ayr ı ca bkz. Özcan, Hanifi, “Maturidi’ye Göre “Hikmet” Teri-mi”,  İ   slami Ara  ş t ı rmalar Dergisi,  Y ı l 1988/2, ss. 42-43. 13  Fîrûzâbâdî,  Besâir , XII/487 .   14 Mukâtil b. Süleyman,  el-E  ş bâh ve’n-Nezâir,  s. 111; İ bnü’l-Cevzî,  Nüzhetü’l-A’yün, s. 261  ; Fîrûzâbâdî,  Besâir , XII/487 .   15  Mukâtil b. Süleyman,  el-E  ş bâh ve’n-Nezâir,  s. 111; İ bnü’l-Cevzî,  Nüzhetü’l-A’yün, s. 261 .   16    İ bnü’l-Cevzî,  Nüzhetü’l-A’yün, s. 261 .   17 Münâvî,  Feydu’l-Kadîr , II/524. 18 Cürcânî, Ta’rîfât , s. 91; Zebîdî, Tâcü’l-Arûs,  s. 353. Cürcânî bu ilmi, “hikmet-i ilâhiyye” ş eklinde ta-n ı mlam ı ş t ı r. 19  Râ ğ ı b el- İ sfehânî,  Müfredât,  s. 249. 20   İ bn Manzûr,  Lisânü’l-Arab, XII/140. 21  Ate ş ,  İ   slâm Tasavvufu,  s. 490.   22  Kâtip Çelebi,  Ke  ş  fü’z-Zunûn,  I/676. 23  Elmal ı l ı ,  Hak Dini Kur’an Dili,  II/915-926. 24 Cürcânî, Ta’rîfât , s. 91 .    Kur’an’da Hikmet Kavram ı  139 139 anlam ı nda “el-hikmetu’l-meskût anhâ” (avam ı n tam olarak vak ı f olamad ı klar ı  hakikat s ı rlar ı ) olarak iki bölümde de de ğ erlendirilmektedir. 25  Hikmet kelimesi, Allah için kullan ı ld ı ğ ı nda e ş  yay ı  bilmek, onu sa ğ lam bir gaye üzerinde vücuda getirmek ş eklinde anla ş ı l ı r. İ nsan için kullan ı ld ı ğ ı nda ise, varl ı klar ı  bilmek ve hay ı r i ş lemek anlamlar ı na gelmektedir. 26  Bütün bu tarifleri göz önünde bulundurdu ğ umuzda hikmeti lügat ve ı st ı lah anlam ı n ı  göz önüne alarak k ı saca ş öyle tan ı mlamak mümkündür: Ki ş ideki aklî verilerin ve ilmin ortaya koydu ğ u esaslar ı n bir arada de ğ erlen-dirilmesiyle, ayr ı ca sahip olunan ilimle beraber onu uygulamakla ortaya ç ı kan, e ş  yan ı n hakikatini bilme ilmine hikmet denilmektedir. Tariften de anla ş ı ld ı ğ ı  gibi hikmet denilen ilim, bir çaba ve gayretle ortaya ç ı kmaktad ı r. II- H İ  KMET AYETLER İ N İ N TEFS İ R İ   Hikmet kelimesi, Kur’an- ı  Kerim’de on dokuz ayette yirmi defa geçmekte-dir. Bu ayetlerde geçen “hikmet” kelimeleri, bulunduklar ı  ayetlere göre de ğ i ş ik ş ekillerde yorumlanm ı ş t ı r. Biz, ayetlerin siyak ı n ı  ve müfessirlerin görü ş lerini göz önünde bulundurmak suretiyle hikmet kelimesinin anlamlar ı n ı  birkaç ba ş l ı k al-t ı nda de ğ erlendirece ğ iz. Ş imdi bu ayetleri inceleyelim:   1. Sünnet Anlam ı nda Kullan ı m ı  a) Peygamberlerin Sünneti ﺎﳌ   ﲔﻴﺒﻨﻟا   ﻕﺎﺜﻴﻣ   ﹸﷲا   ﺬﺧأ   ذإﻭﹶﹾﱢﹶﱠﹶﹶﹶﹾﹶﹶﹺﻜﺘﻴﺗآﹸﹶ   بﺎﺘﻛ   ﻦﻣﹴﹶﹺﱢﻤﻜﺣﹺﹾﻮﺳر   ﻢﻛءﺎﺟ   ﻢﺛ   ﹸﹶﹾﱠﹶﹸﻢﻜﻌﻣ   ﺎﳌ   ﻕﺪﺼﻣﹶﱡﹶﹶﹲﱢﴫﻨﺘﻟﻭ   ﻪﺑ   ﻦﻨﻣﺆﺘﻟﹸﹶﹸﹶﱠﹺﹸﹾﺎﻗ   ﻪﻧﹶﹸﱠﺎﻗ   ﺎﻧرﺮﻗأ   اﻮﻟﺎﻗ   ﻱﴏإ   ﻢﻜﻟذ   ﲆﻋ   ﻢﺗﺬﺧأﻭ   ﻢﺗرﺮﻗأأﹸﹾﹾﹶﹶﹾﹾﹸﹸﹶﹾﹾﹾﹾﹾﹶﹶﹶﹶﹺﹸﹺﹶﹶﹶﹶﻦﻣ   ﻢﻜﻌﻣ   ﺎﻧأﻭ   اﻭﺪﻬﺷﺎﻓﹶﹶﹶﹸﹶﹶﹸﹾﹶﻦﻳﺪﻫﺎﺸﻟاﹺﹺﱠ “Allah peygamberlerden söz alm ı  ş t ı : “Andolsun ki size kitap ve hikmet verdim. Sonra yan ı n ı  zdaki kitaplar ı  do  ğ rulay ı  c ı  bir peygamber geldi  ğ inde ona mutlaka inanacak ve yard ı m edeceksiniz. Bunu kabul edip, bu konudaki a  ğ ı r ahdimi üzerinize ald ı n ı  z m ı ?”  demi  ş ti. Onlar da: “Kabul ettik” demi  ş lerdi. Bunun üzerine Allah: “ Ş  ahit olun, ben de  sizinle birlikte  ş  ahitlik edenlerdenim.” demi  ş ti.” 27    Yukar ı daki ayette de ifade edildi ğ i gibi Allah bütün peygamberlerinden, kendilerinden sonra gelecek ve s ı fatlar ı n ı  kendilerine belirtmi ş  oldu ğ u peygamber-leri tasdik etmek ve onlara yard ı m etmek hususunda söz alm ı ş t ı r. Dolay ı s ı  yla bütün peygamberler, son peygamber olarak gönderilecek ve kendilerini tasdik edecek olan Hz. Muhammed’e iman ve yard ı m etmek hususunda Allah’a söz ver-  25 Cürcânî, Ta’rîfât , s. 91 .   26  Râ ğ ı b el- İ sfehânî,  Müfredât , s. 249;Fîrûzâbâdî,  Besâir , s. 490; Zebîdî, Tâcü’l-Arûs , s. 353. 27  Al-i İ mran 3/81.