Preview only show first 10 pages with watermark. For full document please download

Prof. Dr. Dr. Selçuk Demirbulak Avrupa B I Rl Iği Hukuku Ve Ekonom I Pol It I Kasi çerçeves I Nde Müzakereler

0 N Prof. Dr. Dr. Selçuk DEMIRBULAK AVRUPA B İ RL İĞİ HUKUKU VE EKONOM İ POL İT İ KASI ÇERÇEVES İ NDE MÜZAKERELER Prof. Dr. Dr. Selçuk DEMİRBULAK AVRUPA B İRLİĞİ HUKUKU VE EKONOMİ POLİTİKASI ÇERÇEVES İNDE

   EMBED

  • Rating

  • Date

    May 2018
  • Size

    6.4MB
  • Views

    3,297
  • Categories


Share

Transcript

0 N Prof. Dr. Dr. Selçuk DEMIRBULAK AVRUPA B İ RL İĞİ HUKUKU VE EKONOM İ POL İT İ KASI ÇERÇEVES İ NDE MÜZAKERELER Prof. Dr. Dr. Selçuk DEMİRBULAK AVRUPA B İRLİĞİ HUKUKU VE EKONOMİ POLİTİKASI ÇERÇEVES İNDE MÜZAKERELER t - - Il\: 1 _.t.. TÜRKIYE BAROLAR BİRLİĞİ Türkiye Barolar Birliği Yaymiarı: 193 Avrupa Birliği Hukuku ve Ekonomi Politikas ı Çerçevesinde Müzakereler ISBN: Türkiye Barolar Birli ği Birinci Bask ı: Nisan 2011, Ankara Türkiye Barolar Birliği Oğuzlar Mah. Ban ş Manço Cad. Av. Özdemir Özok Sokak No: Balgat - ANKARA Tel: (312) (pbx) Faks: web: e-posta: yayin ı barobilik.org.tf Bask ı Şerı Matbaa Özveren Sokağı 25/ B Demirtepe-Ankara ( ) İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 5 G İRİŞ 9 1. TEMEL İLKELER 29 AT/AB'rürı Geli şim Süreci TOPLULUK POL İTİKALARI VE MÜZAKERELER 42 Gümrük Birliği Üye Ülkeler Arasmda Miktar Kısıtlamasmın Yasaklanmas ı Tarım Politikası Serbest Dola şım 50 a) Emek Faktörü 50 al) Yerleşme 53 a2) 3. Ülke Kişilerinin Serbest Dola şımı 55 b) Hizmetler 58 c)sermaye 59 d) Ayrıic Durumlarda K ısıtlama Taşımacılık Politikas ı Rekabet Politikas ı 66 a) Devlet Yard ınılarııun Özel Durumu 68 b) Vergilendirme 70 c) Yasaların Yakınlaştınimas ı Çabaları Ekonomi ve Para Politikas ı 72 a) Ekonomi Politikas ı 72 al) Kredi Sınırlamalan ve Ödemeler Dengesi 75 a2)para Politikas ı ve Ekonomi n a3)devrevi dalgalanmalar 81 a4)maliye Politikas ı 82 b) Para Politikas ı 85 bi) Avrupa Merkez Bankas ı 86 b2) Para ve Bankac ılık Kurullar ının Oluşumu ve Çal ışmas ı 1. Dönem 88 b3) İkinci Dönem 90 b4)üçüncü Dönem istihdam Politikas ı Ortak Ticaret Politikas ı Sosyal Politika 104 a) Avrupa Sosyal Fonu 112 b) Eğitim 113 bi) Mesleki Eğitim 114 b2) Kültürel Alan Sağlık Politikas ı Tüketicinin korunmas ı Faaliyetleri İletişim Ağı ile ilgili Faaliyetler Ekonomik ve Sosyal kayna şma Faaliyetleri 121 a) Sanayi 121 b) Bölgesel Farklann Giderilmesi ve Yap ısal Fonlar 123 c)araştırma Geliştirme Alanları 124 d) Kalkmma, Geli şme İşbirliği 127 e) Denizaşırı Ülke ve Topraklar ile Ortaklık Çevre Politikas ı 130 SONUÇ 133 ÖNSÖZ 'da ALT ile ba şlayan ve dayana ğını AB Hukuku'nun aynlmaz parças ı olan Ortakl ık Hukuku'ndan alan ili şkimiz 'de AB ile üyelik müzakerelerir ıjrı ba şlamasina yol açmıştır. Ekim 2005'ten başlayarak günümüze Nisan 2011'e dek sürecin sevk ve idaresinde yap ılan hatalar dolayısıyla sadece Bilim ve Ara ştırma başlığı aç ılıp kapatılabilmiştir. Beş buçuk y ılda G ıda Güvenliği , Çevre , Vergilendi ı-me , Bilişim ve Medya , Sermaye Dola şımı , Telif Hakları , Ticaret Hukuku , Avrupa ötesi Ağlar , Tüketici Sağhğınin Korunmas ı , Mali Denetim , Istatistik , Te şebbüs ve Sanayi ba şlıkları aç ılabilmiştir.. Kıbrıs sor ı.ınundan ötürü Mal Dola şımı , Hizmet Kurma ve Sunma , Mali Hizmetler , Tar ımsal Kalkmma , Bal ıkç ılık , Ula şım , Gümrük Birliği , Dış İlişkiler askıdayken Ekonomik ve Parasal Birlik , Enerji , E ğitim Kültür , Bölgesel Politikalar , Yarg ı ve Temel Haklar , Bütçe , Adalet - Özgürlük ve Güvenlik , D ış Güvenlik ve Savunma , Eme ğin Serbest Dolaşımı ba şlıklar ı da Fransa ve Güney Kıbrıs Rum Kesimince veto edilmişlerdir. Rekabet , Sosyal Politika ve istihdam ve Kamu thaleleri ba şlıkları açılmak için beklemektedirler. Sonuç olarak müzakere sürecinin iyi yönetilememesi, ciddiye aimmamas ı, teknokrat kadrolardaki zafiyet, kararli siyasi irade serdedilmemesi mevcut olumsuz durumu yaratm ıştır. İstanbul, Nisan 2011 KISALTMALAR AT AET AKÇT AAET AB ABA AP AMU AMBS (ESCB) AYB APS APB ATAD AlliS BAB CE ESK KOB KOB İ KEIB Avrupa Topluluğu Avrupa Ekonomik Topluluğu Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu Avrupa Birliği Avrupa Birli ği Antlaşması Avrupa Parlamentosu Avrupa Merkez Bankas ı Avrupa Merkez Bankaları Sistemi Avrupa Yatırım Bankas ı Avrupa Para Sistemi Avrupa Para Birli ği Avrupa Topluluklar ı Adalet Divanı Avrupa İnsan Hakları Sözle şmesi Batı Avrupa Birliği Avrupaya Uygunluk Ekonomik ve Sosyal Komite Katılım Ortakl ığı Belgesi Küçük ve Orta Boy işletme Karadeniz Ekonomik İş Birliği AVRUPA B İRLİĞİ HUKUKU VE EKONOM İ POL İTİKASI ÇERÇEVES İ NDE MÜZAKERELER G İRİŞ 2000'li y ıllar askeri güçten ziyade ekonomik ilişkilerin belirleyici olaca ğı, kent uygarlığma dayanan, tarihi, kültürel, politik, sosyal varlıklarm insan kaynaklar ı ile birlikte ekonomik faktörlerle birleşerek oluşturacağı küreselleşen yeni dünya döneminde ticaretin bloklararas ı cereyan edeceği milleniumdur. Ülkemiz ile Topluluk arasında 31 Temmuz 1959da ilk resmi temaslar ın başladığı, gümrük birliği temelinde ortak üyelik antla şmasmın imzalandığı 12 Eylül 1963'den 2011 y ılına dek süren ili şkilerimizde çeşitli devrevi değişikliklerin özellikle 1980 sonras ı olumsuz etkilerine maruz kalmam ıza karşın süre giden ekonomik entegrasyonun siyasi entegrasyonla tamamlanmas ı hukuki hakkımizd ır. Bilindiği gibi AB Hukukunun ayr ılmaz parças ı olan Ortakl ık Hukukumuzun en önemli kayna ğı olan Ankara Antla şması ortakl ık hedefi çerçeve antla şmasıdır ve bu hakkın ızı içerir. Ama ne var ki ekonomik bütünle şmenin irdelenmesi sonucu entegrasyonun yeniden yap ılanmas ının zorunluluk arzettiğini görmekteyiz. Bölgesel ekonomik farkhl ıklarma karşın kalk ınmas ını tamamlarm ş büyüme aşamasmdaki Ülkemiz Avrasya k ıtasında bir middle power olarak a ğırlığını koymak zorundad ır. Bir başka deyi şle ülkemiz Avrupa'ya ait oldu ğu kadar Asya'ya da aittir. Özellikle 1970'lerin son yıllarıyla birlikte ulusal platformlardan evrensel alana kayan de ğerler küreselle şmeyi gündeme getirirken dünya ekonomisindeki olu şan resesyonlar da bölgeselleşme çabalarma hız vermi ştir. Bu bağlamda Türkiye-AT ekonomik ilişkilerini inceledi ğimizde 1980'li yıllardan itibaren k AVRUPA Bİ RLİĞİ HUKUKU YE EKONOMİ POL İTİKASI ÇERÇEVES İ NDE MÜZAKERELER olumsuzluklarla kar şılaşıldığını görürüz. Türkiye'nin Avrasya kıtas ının middle power ı olması Onu Karadeniz, Balkanlar, Kafkasya, Orta Asya ve Avrupa Topluluğu ile ekonomik ve dış politikalar ı izlemeye itmi ştir. Türkiye'nin jeopolitik ve jeostratejik konumu, ekonomik potansiyeli, demokratik gelene ği ve kalitele şmi ş insan kaynaklar ının varlığı bölgeselleşme sürecinde ağırlığını artırmıştır. Bölgeselle şmenin küreselle şmeııin mütemmim cüzü oldu ğunu unutmaks ızın dış ticarete dayal ı büyüme modeli Türkiye'nin temel hedefi olmal ıdır. Kesintisiz ve sürekli büyüyen Türkiye'nin varl ığı Karadeniz Ekonomik ilişkileri üyelerine, Balkan ülkelerine, Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine ve Avrupa Birliği'ne istikrar sağlayacaktır. Ülkemiz Norveç'ten sonra Avrupa kıtas ında en zengin su havzas ına sahipdir. Kafkasya ise halen bilinen enerji kaynaklarının 3/4'ünü ihtiva etmektedir. Bulundu ğumuz co ğrafyada bunu yönetebilecek, pazarlamas ını yapacak Türkiye düzeyinde ba şka bir ülke bulmak mümkün de ğildir. 21: yüzy ılda odak noktas ında olduğumuz bir başka olu şum da, Bat ı Avrupa'dan Vladivoslak'a kadar uzanan Avrupa ve Asya'n ın kar şıl ıkl ı bağıml ılıklan nedeniyle bir bütün oluşturan Avrasya k ıtasıdır. Bu itibarla Türkiye'yi C-20, AB, D-8 ECO, KEIB, ICO, TIFTA gibi entegrasyonlarda görmekteyiz. Bölgeınizdeki oluşumları 1990 yıllar ının başından itibaren irdeledi ğimizde Sovyetlerin da ğılmas ı sonrası Rusya Federasyonunun Bağıms ız Devletler Toplulu ğunu olu şturarak ruble bölgesi kurmaya çalıştığını ve Amerika Birleşik Devletlerinin de sığ bir anlay ışla olaylara tarafs ız kalma çabalar ın görmekteyiz. 1992'lerden itibaren d ış ticarette super power in vizyon kazanarak rota de ğiştirdiğini Baku-Ceyhan boru hatt ında ülkemize destek olmas ı ve bu bölgede kendisi ile çekişen Almanya'ya ve Fransa'ya Cardiff Zirvesi'nde endirekt biçimde de olsa tam üyeliğimiz ile ilgili bask ı uygulamas ını gözlemlemekteyiz. Büyümenin önemli göstergeleri olan sermaye birikimi, istihdam hacminin geni şlemesi, kaynak tahsisinde rasyonalite, Üretim faktörleri verimliliğinde olumlu geli şmelerin görüldüğü ülkemizde nüfus art ış hızımn giderek yavaşlaması yeni tek- 10 AVRUPA B İRLİĞİ HUKUKU VE EKONOM İ POLIİİKASF ÇERÇEVES İNDE MÜZAKERELER nolojilerirı kullanımı, ulaşım, alt-yap ı ve hizmetlerin geli şmesi, çevre ekonomisindeki göreceli de olsa duyarl ılık, devletin klasik fonksiyonlan adalet, maliye, d ış politika, iç ve d ış güvenlik de dahil olmak üzere yeniden yap ılanma ihtiyacının ortaya çıkmas ı, kamunun ba şta finans sektörü olmak üzere ekonomik yaşamda irrasyonel davranışlardan kaçınmak zorunda olduğunu kavramas ı Türkiye'nin gelece ği ile ilgili olumlu göstergelerdir. Yeter ki yönetimde sevk ve idarede zaafiyet ya şanmas ın. Politikanm olu şmakta olan hukuk olduğu gerçeğinden hareket ederek Avrupa Birliği'nin profesyonelce kulland ığı olumsuz ekonomik enstrümanlara kar şı profesyonelce çözüm bulup, kar şı atağa geçecek birikim ve donanıma sahip teknokrat-bürokrat ihtiyac ımız da çok aç ıktır. Unutulmaması gereken bir olgu bölgesel bütünle şmelerin başarı kazanabilmesi için ekonomik geli şme farkları arasında uçurum olmamas ı, ekonomik yapılarda uyum sağlanabilmesi olasılığı ve sosyal olgularda ortak değerlerin varl ığıdır. 21. yüzyıl, karşıl ıklı bağımlılığm varolmanın temeli oldu ğuna göre ekonomik bütünleşmeriin ticareti artırıcı, ileri teknoloji kullanarak optimum üretimi gerçekle ştirmek zorunluluğunun sanayii motive edici olumlu ögelerin yanısıra doğan maliyetlerin de paylaşımmın zorunluluğunu da getirir. Rekabetin engellenmemesi, hakim durumun kötüye kullarulmas ının önlenmesi, üretilen mallarm kalitelerir ıi artınp maliyetlerini düşürerek nihai tüketicinin reel gelirinin artışının toplumsal refah olgusunu yükselteceğini de bilmekteyiz. Türkiye-Avrupa Ekonomik Topluluğu arasmda y ılları aras ında yap ılan 10 toplantı sonucu imzalanan Ankara Antlaşması ortaklık anlayışının çerçevesini çizmi ştir i yıllarda da Avrupa Birli ği 'acquis communautaire' müktesebatında temel olan Kurucu Roma Antlaşmas ının 238. maddesinden esiıılenen Ankara Antla şmas ı Türkiye ile Topluluk ortaklığın ın temel ilkelerini saptar. Ankara Antla şmas ı ABy1 oluşturan kurucu antla şmalar gibi hedef koyan çerçeve antlaşmasıdır. Topluluk üyesi ülkelerle de aynca imzalanmas ı onun uluslararas ı hukuk belgesi olma niteli ğini tescil eder. Antla ş- manın belli bir süre ile smırlanmamas ı, öngörülen hedeflerin gerçekle şmesine kadar yürürlükte kalacağının bariz temina- 11 AVRUPA Bİ RLİĞİ HUKUKU VE EKONOMİ POLİTİKASI ÇERÇEVES İNDE MÜZAKERELER tıdir.antlaşma daha sonra Kas ım 1970de imzalanan Katma Protokolla tamamlanarak nihai hedef olan Türkiye'nin tam üyeliğinin hazırl ık, geçiş ve son dönem biçiminde 3 a şamal ı bir süreci öngörür. Hazırlık dönemini izleyen Katma Protokolün ticari hükümlerinin geçici antla şma ile de yürürlüğe girmesi geçi ş dönemini ba şlatırken Protokol da yürürlüğe girnıiştir. Böylece sanayi ürünlerinde gümrük birli ğinin aşamal ı gerçekleştirilmesi, ihracatın desteklenmesi, mali yard ımlar, tarım ürünlerinde süreç içinde büyüyecek tercihli ticaret rejimi dolayısıyla artacak olan tavizler, işçilerin serbest dola şımı ve yerle şme serbestisi, hizmetlerin imkanlar ölçüsünde serbest dolaşımı, ülkemiz ile AET aras ında mevzuat ve politikalar ın koordinasyonun ve uyumunun sa ğlanmas ı gibi konulara hayatiyet verilmi ştir. Böylece Türkiye-Avrupa Ekonomik Topluluğu aras ında gümrük birliğinin aşamalı biçimde sağlanmas ı- na çalışılarak mal ticaretine uygulanan tüm gümrük vergileri ile benzer etki ta şıyan vergilerin, para-fiscal önlemlerin kald ı- nlarak Birlik dışı ndaki ülkelere kar şı Ortak Gümrük Tarifesi uygulanması amaçlannııştır. Bu itibarla üye ülkeler aras ındaki tarife ya da kota benzeri k ısıtlamalar kald ıril ıp, GAU Antlaşması'nın 24. maddesinden esinlenerek mal ve hizmetler için ortak piyasa olu şturmak isterın ıiştir. Son basamak ise Ankara Antlaşmas ı uyar ınca taraflarca saptanarak ki şi, hizmet, mal ve sermayenin serbest dola şımının sağlanarak ekonomi politikalar ının harmonizasyonu ile mevzuatlar aras ındaki çelişkilerin ortadan kald ırılmasına ve tarım alanında da ortak tar ım politikası uygulanarak tar ımsal ürün ticaretinin geli ştirilmesine yöneliktir. Türkiye'nin Antla şma'nın getirdiği sorumluluklar ı yerine getirmesinin anla şılması sonucu taraflar Türkiye'nin Toplulukla bütünle ş- mesini karara ba ğlayacaklard ır. Ama ne var ki 19701i y ıllarda oluşan petrol krizi dolay ısıyla bütçesinde ithalatın a şırı yükü Türkiye'yi 1976 y ılında Katma Protokolun getirdi ği 12 ve 22 y ıllık listelerde gümrük vergilerinin dü şürülmesi yükümlülü ğünü askıya almaya 1978' de de dondurmaya zorlamıştır. 12 Eylül 1980de de Toplulukla ülkemiz ili şkileri kopma noktas ına varmıştır. Bütün bunlar ın aşılabilmesi 1986da kurulan ad-hoc komiteleri ile sağlanarak 14 Nisan 1987de Roma Antla şmas ı'nın 12 AVRUPA B İ RLİĞİ HUKUKU VE EKONOM İ POLİT İ KASI ÇERÇEVES İ NDE MÜZAKERELER 237. maddesine istinaden Avrupa kıtasında toprağı olan ülke s ıfatıyla tam üyelik başvurusu yap ılmış ve 1989 yılında da Komisyonun olumsuz raporu ile kar şılaşılımştır. 1957lerde altı ülke aras ında gümrük vergilerini ve ticaretin önündeki s ınırlamalan kald ırarak ortak pazar dışı ndaki ülkelere Ortak Gümrük Politikası izlemeyi hedef alan Roma Antlaşması ekonomik faaliyetlerin harmo ııizasyonunu sağlayarak ölçek ekonomisinden yararlan ıp yaşam kalitesini artirmak istemektedir. Bu nedenle ülkeleraras ı ticaretin engelleyici tüm k ıs ıtlamalarmı, gümrük vergilerini kald ırarak üye olmayanlara karşı ortak gümrük ve ticaret politikaları saptamayı hedeflemi şlerdir. Bütün bunların gerçekle ştirilebilmesi için de Fontaineblau Zirvesi sonrası üretim faktörlerinden emek ve sermayenin serbest dola şımının yanıs ıra mal ve hizmetlerin sirkülasyonu önündeki fiziki sinir geçi şi gibi teknik (örneğin işçinin yönetime katılmas ı) ya da mali (katma de ğer vergisi gibi) engellerin kald ınlarak vergilendirmede mahreçde de ğil varışta al ınrna prensibi vanşdan mahreçe çevrilmi ştir. Ulaşım sektörünün yams ıra tanm sektöründe de ortak politika uygulanmas ı ilkesinden hareketle altı üye ülkenin ekonomi politikasmm eşgüdümünü sa ğlayarak d ış ticaret hadleri aç ıklarını kontrol altında tutmay ı amaçlamışlardır. Ayrıca Topluluk içinde Roma Antla şmasmın 81 ve 82. maddeleri uyarınca rekabeti bozucu, engelleyici, saptırıc ı ya da hakim durumun kötüye kullanılmamasmın temin edilebilmesi için ulusal düzeydeki müktesabatların birbirleri arasında uyum sağlanmas ı ve Topluluk ekonomik geli şiminde finansal aç ıdan destek olması için Avrupa Yatırım Bankası kurulmas ı öngörülmüştür. Emeğin istihdamındaki güçlüklerin a şılmas ı ve emekçilerin yaşam düzeylerinin geli ştirilmesi dü şüncesiyle de Avrupa Sosyal Fonu ihdas edilmiştir. Süreç içinde Beyaz Kitap (White Report) ile iç pazar projesi gündeme gelmi ş ve Tek Senetle de bu projenin hukuki mesnedi yarat ılmıştır. Bu konuda yap ılan projeksiyonlarda Topluluk GSMH' da sa ğlanacak %45- %65 tasarrufların yat ırıma dönüştürülmesi ile istihdamı geni şleteceği ve arz genişlemesinin yarataca ğı ölçek ekonomisi ve anti-tekel uygulamalar ın yaratacağı kaynak tahsisinde rasyonalitenin rekabetin srnırland ırılnıasrnı önleyeceğini böylece tüketici fiyatlannda %6 dü şüş sağlanarak tüketicinin reel gelirinde artış yaratılacağı vurgulanmıştır. Maliye ve gümrük alanlanındaki 13 AVRUPA B İ RLİĞİ HUKUKU VE EKONOM İ POLİT İ KASI ÇERÇEVES İNDE MÜZAKERELER ulusal bürokrasilerin ortadan kalkmas ı ile kaynak tahsisinde akılc ılığm yanı s ıra kaynak sapmalarmı da önlemek amacıyla yap ısal fonlarda bütçe imkanlar ının artırılması zorunluluk arzetmiştir. Bu itibarla Mezzogiorno (Italya) Extramadura, Galicia, Andalucia (Ispanya), Korsika ve deniza şırı toprakları ile (Fransa)'mn yanısıra tüm ülke topraklar ı ile Irlanda, Portekiz ve Yunanistan bu imkanlardan yararlanm ışlard ır. Bu anlayış giderek geli şmiş ve çeşitli ortak politikalara hayatiyet verilmiştir. Böylece Ispanya, Portekiz, Irlanda, Yunanistan' ın bölgesel ekonomik farkl ılıklar ın azaltılabilmesi için Dayanışma ve Uyum Fonu kurulurken tüketicinin korunmas ı, sağhk,mesleki ve özgün eğitim, iletişim, çevre, kültür, enerji, sanayi, ula ştırma ve araştırma-geli ştirme alanlarında ortak politikalar olu ş- turuldu. Ayrıca smai haklar ın konınabilmesinin ötesinde mal ve hizmetlerin engelsiz dola şımı ıçin tek bir kay ıt sistemi ile Topluluk markas ını ulusal boyutun ötesine ta şıyıp tek tip kurala tabi tutarak tek pazar tamamlanmaya çal ışılnııştır. Bu itibarla sağl ık, tüketicinin korunması gibi olmazsa olmaz ko şulların yanısıra iç pazara arz edilen ürünlerin kamu yetkilileri tarafından uygunluk denetimi yap ılmas ı sağlanmıştır. Maastricht'le beraber tam ekonomik, parasal, toplumsal, politika ve kurumların kaynaştırılarak ekonomik ve parasal birliğin tamamlanmas ı amaçlanrmştır. Bu itibarla tek para sistemi, ortak merkez bankası, ortak dış ticaret politikas ı, kaynaştırılmış mali sistem yarat ılmak istenmiştir. Bilindiği gibi tasarruf eğilimi ile yat ırım korelasyonu ekonomik gelişmenin saptay ıc ılarıdır. Kaynak da ğınıklığı sermaye piyasas ının gelişmesi ile a şıl ır bu nedenle rasyonel kaynak tahsisi geli şme ya da büyümenin temel meselesidir. Bu itibarla her ne kadar küreselle şme anlayışı özelle ştirmeyi zorunlu kılmışsa da bölgesel ekonomik farkl ılık nedeniyle baz ı yörelerde sanayileşmenin gerektirdiği alt yap ı eksiklikleri dolay ıs ıyla reel gelirlerin dü şüldüğü hızlı büyümeye olan gereksinim ve yanlış tahsis ya da kaynak sapmas ı dolayıs ıyla kaynaldarm k ıt olmas ı piyasa ekonomisinin tan.zimine b ırakmamayı gerektirir. Bu nedenle d ış müdahale zorunludur. Bu da fonlar ya da yatırım te şvikleri gibi enstrümanlar ın kullanımını zorunlu kılar. Elbette ki sektörler aras ı verimlilik farklar ının aşılabilmesi de teşviklerle sa ğlanabilmektedir. Böylece toplam fayda mak- 14 AVRUPA B İ RLİĞİ HUKUKU VE EKONOM İ POLİTİ KASI ÇERÇEVESINDE MÜZAKERELER sinıize edilerek ortak refah yükseltilebilmektedir. Bu itibarla kamu otoritesi para ve maliye politikalarına dayanarak taban fiyat, sübvansiyon, toprak tahsisi, vergi ve harç muafiyetleri, bürokratik engellerin yokedilmesi vb. araçlan kullan ır. Bazen de devlet merkezi anlay ıştan s ıyrılarak yetkilerinin bir kısmını yerel yönetimlere b ırakır. Ama nihai tahlilde d ış müdahale her hal-ü karda vard ır. Bu şekilde ekonomik parametrelerle yeni bir denge ihdas edilir. Bilindiği gibi ekonomide denge istisna, dengesizlik as ıld ır. Bu nedenle dengesizli ğin izale edilebilmesi için müdahale kaç ırulmazd ır. Kamunun bu müdahaleleri ile piyasa yetersizlikleri (market imperfect-ion) a şılmak istenir. Bu müdahaleler üretim olgusunun önündeki engellerin kald ırılmas ına yöneliktir. Vergi te şvikinin araç olarak kullanılması kaynak dağılımı, kaynak yaratma, gelir dağılımı ve istikrar üzerinde etkiler oluşturur. Kamu gelirlerine kat ı- l ım başlangıçta bireyin harcanabilir gelirinde eksilmeye neden olursa da yat ırıma dönü ştürülen kamu gelirleri bireyin reel gelirini artır ır. Baz ı durumlarda da özendirme, önleme amac ıyla kural koyma yöntemini kullanan kamu otoritesi sosyal adalet ve refahın tabana yayılabilmesi için de müdahalede bulunabilmektedir. Politika araçlarına baktığımız da kamu otoritesinin, dünya ekonomileri ile bütünleşebilmek için rekabet olgusunu koruma saiki ile hareket etti ğini görebiliriz. Bu itibarla Gümrük Birliği ile amaç üretimi pazar için yaparken kaliteyi yükseltip fiyatı düşürerek tüketicinin reel gelirini art ırmaktır. Bu da üretim teknolojileri ııi yenilemek, ölçek ekonomilerinden yararlanmakla olas ıdır. Böylece pozitif içsel ve d ışsal tasarruflardan faydalanmak gündeme gelir. öte yandan mikro, küçük ve ortaboy i şletmeler zorunlu olarak pazar için üretim yapmak durumunda kal ırlar. Bu da korporatif anlay ışm hizmet içi eğitimle gelişmesine yol açar böylece yeni teknolojiler uygulayarak uluslararas ı piyasaya uyum sağlama çabas ı içinde olan ç ı- rak-kalfa-usta emeklerinin kalitesini art ırmak zorunluluğunu hissederler. Avrupa'n ın bütünle şme olgusu 13. yüzy ılda ba şlamıştır. Bu süreç s ırasında Avrupa soyut bir Türk tehlikesi dü şüncesi taşımaktayd ı. Oysa ki bat ıdaki sorunlar büyük ölçüde kendi aralarında var