Preview only show first 10 pages with watermark. For full document please download

Islam Tarihi'nde. Gerçeğe Giden Yol. Mehdi Aksu

İslam Tarihi'nde Gerçeğe Giden Yol Mehdi Aksu İÇİNDEKİLER KAYNAKLAR PEYGAMBER (s.a.a.) İN HANIMLARI EHL-İ BEYT TEN MİDİR? 11 DERYADAN YALNIZCA BİR KATRE AYETTE GEÇEN RİCS NE DEMEKTİR?... 18

   EMBED

  • Rating

  • Date

    June 2018
  • Size

    2.6MB
  • Views

    2,725
  • Categories


Share

Transcript

İslam Tarihi'nde Gerçeğe Giden Yol Mehdi Aksu İÇİNDEKİLER KAYNAKLAR PEYGAMBER (s.a.a.) İN HANIMLARI EHL-İ BEYT TEN MİDİR? 11 DERYADAN YALNIZCA BİR KATRE AYETTE GEÇEN RİCS NE DEMEKTİR? İSMETİN TANIMI: İSMET İLE İLGİLİ AKLİ DELİLLER: İSMET İLE İLGİLİ NAKLİ DELİLLER İSMET CEBRİ MİDİR İHTİYARİ MİDİR? İSMET SONRADAN KAZANILAN BİR MAKAM MIDIR? İTRETİM- EHL-İ BEYTİM Mİ DOĞRUDUR YOKSA SÜNNETİM Mİ? İTRETİM- EHL-İ BEYTİM HADİSİ NİN SENEDİ SÜNNETİM METNİ NİN SENEDİ SÜNNETİM METNİ NİN İKİNCİ SENEDİ SÜNNETİM METNİ NİN ÜÇÜNCÜ SENEDİ SAKALEYN HADİSİ NİN MEFHUMU İMAM MEHDİ NİN HAYATINA KISA BİR BAKIŞ İMAM IN VİLADETİ NİN GİZLİLİĞİ İMAM IN SIFAT VE ÖZELLİKLERİ GAYBET-İ SUĞRA GAYBETİ KUBRA HZ. MEHDİ NİN ZUHURUNA OLAN İNANÇ İSLAMİ BİR İNANÇTIR İMAM MEHDİ NİN ZUHUR EDECEĞİNİ KAYDEDEN EHLİ SÜNNET ALİMLERİ VE KİTAPLARI EHLİ SÜNNET ALİMLERİ NİN BU KONUDA YAZDIĞI KİTAPLARIN İSİMLERİ İMAM MEHDİ NİN ZUHUR VE KIYAMINI İNKAR EDENİN HÜKMÜ KUR ANDA HZ. MEHDİ İMAM MEHDİ NİN İSMİ NEDEN KUR AN DA ZİKROLUNMAMIŞTIR? ZAMANIN İMAMI VE SEMAVİ KİTAPLAR EBU TALİB İN İMANININ İSPATINA ÜÇÜNCÜ YOL HZ. FATIMA NIN ÖLÜMÜ CAHİLLİYE ÖLÜMÜ MÜDÜR? PEYGAMBERDEN SONRA UMRE EHLİ SÜNNETTE MATEM VE AŞURA TERAVİH NAMAZI ŞİA İNANÇLARI RİC AT NEDİR? GEÇMİŞ KAVİMLERDE RİC AT ŞEFAAT ŞEFAAT PARTİCİLİK DEĞİLDİR REDDOLUNAN (MENFİ) ŞEFAATLER KABUL GÖREN (MÜSPET) ŞEFAATLER HADİSLERDE ŞEFAAT ŞEFAAT HAKKINDA BİRKAÇ SORU VE CEVAP ŞEFAAT RİVAYETLERİNİN KAYNAKLARI BEDA KURAN DA BEDA KELİMELERİN ŞERHİ AYETLERİN TEFSİRİ EHL-İ SÜNNET KAYNAKLARINDA BEDA EHL-İ BEYT MEKTEBİ KAYNAKLARINDA BEDA ÖLÜMDEN KURTULAN GENÇ GENEL BİR AÇIKLAMA: YETMİŞ İKİ MİLLET: HADİSİN SENEDİ: HADİSİN METNİ: YETMİŞ ÜÇ MİLLET VE İSLAM FIRKALARININ SAYISI: KURTULUŞ FIRKASI KİMDİR: SAKALEYN HADİSİ: GEMİ HADİSİ: EHLİBEYT EMNİYETE SEBEPTİR: İSLAM DA MEZHEPLERİN ÇIKIŞ SEBEPLERİ: BİRİNCİ SEBEP: KABİLE TAASSUPLARI VE HİZBİ EĞİLİMLER İKİNCİ SEBEP: KİTAP VE SÜNNETİ YANLIŞ ALGILAMA VE ANLAMA ÜÇÜNCÜ SEBEP: PEYGAMBERİN HADİSLERİNİN YAZILMASININ YASAKLANMASI DÖRDÜNCÜ SEBEP: YAHUDİ ALİMLERİ VE MESİH İ RAHİPLERİ BEŞİNCİ SEBEP: YABANCI KÜLTÜRLERLE KARŞILAŞMA ALTINCI SEBEP: NASSA KARŞI İÇTİHAD YAZILMAYAN VASİYET: HADİS FACİASI VE HADİS GERÇEĞİ: PEYGAMBER VE SÜNNET İN YAYILMASI: SÜNNET KUR-AN İLE BERABER VE İÇ İÇEDİR: PEYGAMBER VE İMAMLARIN SÜNNETİNİN ÖNEMİ VE HÜCCETLİĞİ: PEYGAMBER (S.A.A) İN HADİSLERİNİN NAKLEDİLMESİNİN YASAKLANMASI: HADİS YASAKLANMASININ SEBEPLERİ: HADİS YAZILMASININ YASAĞINA DAİR EHLİ SÜNNETİN TAHLİLLERİ: BU YASAĞA DAİR ŞİA ALİMLERİNİN TAHLİLLERİ: İKİNCİ NEDEN: İSLAM PEYGAMBERİNİN ŞAHSİYETİNİN KIRILMASI YERSİZ LANETLER: BU RİVAYETLERİN YAYGINLAŞMASININ SEBEBİ: DÜZMECE HADİSLERDEN ÖRNEKLER: DÜZMECE HADİSLERİN HEDEFİ: ÜÇÜNCÜ NEDEN: İNANÇ VE AMEL BOYUTUNDA DÜZMECE HADİSLERİN ÇOĞALMASI; NEDEN HADİS UYDURDULAR? HADİS UYDURULMASININ RESMİ EMRİ: DÜZMECELERDEN BİR KAÇINA CEVAP: MUT A (GEÇİCİ EVLİLİK) ŞİA VE EHL-İ SÜNNET TE MUT A Mut ayla İlgili Hadislerden Örnekler MUT ANIN FAZİLETİ KAZA VE KADER KAZA VE KADERİN BAZI MANALARI KAZA VE KADERİN İNSAN FİİLİNDE TEFSİRİ CÜZ İ ANLAMDA KAZA VE KADER İLLET VE ME LUL UN DÜZENİ KAZA VE KADERİN SINIRI SAHABEYE GÖRE CEBR KİTAB DA KAZA VE KADER EHLİBEYT İMAMLARINDAN KAZA VE KADER HAKKINDA RİVAYETLER İHTİYAR İNANCININ FAYDALARI KAZA VE KADER HAKKINDA BİRKAÇ SORU VE CEVAP KAZA VE KADER İLE HİLAFET MESELESİ TAKDİM Hamd Allah a ki övenler O nu layıkıyla övemezler; nitemetlerini sayıp dökenler onları söyleyip bitiremezler; çalışıp çabalayanlar hakkını eda edemezler. Hamd ederim Allah a nimetlerini tamamladığı için, yüceliğine uymak için O na isyan etmekten kurtulmak için, yokluktan, yoksulluktan kurtulmak için. Hamd o Allah a ki, gözler onu apaçık görüşle göremez fakat gönüller iman gerçekleriyle görür. Nimetlerine şükrederek O nu överim, bana yüklediği vazifeleri yapabilmek için O ndan yardım dilerim. Salat-u selam, alemlere rahmet ve ümmeti aydınlatan bir ışık olarak gönderdiği, varlığını kerem hamurundan yoğur-duğu, ezeli ululuk soyundan getirdiği, yücelik ağacının kökünden yaratıp, üstünlük dalında büyüterek dallarla, budaklarla, meyvalarla yetiştirip geliştirdiği iki cihan güneşi olan resulüne ve günalhardan mutahhar olan şerefli Ehl-i Beyt ine, ulemaya, şühedaya ve Allah yolunda hiçbir tağuti ve şeytani güce taviz vermeden yürüyen, yollar katederek ilerleyen müminlere... Ey tehlikeler ve belalar dolusu vadiye düşen misafir. İster istemez bu vadiye geldin. Seni kendi isteğinle buraya getirmediler. Bu vadide 72 taraftan sana yönelmeler ve seni kazanmak isteyenler vardır. Seni sadece bu vadide Allahın emir buyurduğu sıratul mustakim kurtuluşa ve Allahın rızasına görürür. İnsanlığın klavuzu ısrarla insanları şu sözüyle bu yola davet ediyor; Benim Ehli beytim Nuhun gemisine benzer, o gemiye binenler kurtulur, binmeyenler ise helak olur. Yolun her ne kadarda uzun olsa korkmana ve vesvese-lere kapılmana hiç de gerek yoktur. Çünkü bu yolda maksada varman için Rabbin tarafından yoluna dikilen 12 tane nur ve çerağ vardır. Bu yolda gördüğün herşey nur ve aydınlıktır. Hidayetdir ve yol sırat-ul Mustakimdir. Öyleyse durma vakdi değildir. Git, ilerle ve koş... Korkup vesveseye kapılma. Hennaslar seni aldatmasınlar, yoldan çıkarmasınlar. Sen mübarek ağaca doğru yola koyulmuşsun ve Rabbinle ahitleşmişsin. Allahın inayeti seninledir ve onun rızası seni beklemektedir. Sen Elestu gününde Rabbinle ahitleşmedin mi? Öyleyse bu ahdini bozma. Sen Resulü Ekrem efendimize bel bağlamadın mı? Öyleyse bu bağlılığını gevşetme. Sen Kuran a körü körüne taklidden ve cahilane taassupdan el çekeceğine dair söz vermedin mi? Öyleyse sözünde dur ve şahsiyetini koru. Sen kurtuluş gemisine Allah ın evliyaları ile beraber olmayı istemedin mi? Öyleyse gaflet ve cehalet deryasında kendini helak etme. Kıyamet günü amel defterinin sağ eline verilmesini ve yüzünün ak olmasını istiyorsan öyleyse vaktini biraz araştırmaya, incelemeye ve okumaya ayır ki lülu ve mercan dolu cevherlere ulaşıp hayretten kurtulasın. Allahu Teala sana akıl ve şuur vermiştir. Bu ulvi nimeti en önemli işlerinde yani yaşam felsefesinde kullamalısın. Sakın, geçmişlerden bana ne, tarihde olup bitenlerden bana ne demeyesin. Çünkü sen bu ümmetten bir parçasın ve bu tarihe bağlısın. Öyleyse geçmişde olup bitenlerden haberdar olmalı ve büyük bir dikkat ile doğruları ve yanlışları birbirinden ayırd etmelisin. Bu ancak çalışma ile, ilim ve amel ile ve en önemlisi taassup ve körü körüne taklidden uzak durma ile sağlanır. Öyleyse yerinde sayma, yanlış ve çıkmaz sokaklara girme Salih ve Sadık insanlardan sor ki seni tuba ağacına yönlendirsinler. Senki kendini kainatın şerefli ünnetinin bir üzvu olarak görüyorsun, Senki yeryüzünde Allahın halifesi olmak istiyorsun, Senki İslam peygamberinin arkasından gidip onun adımlarının yerine adımlarını basmak istiyorsun... Öyleyse düşün ve dikkat et, yanlış yollara girme, Rabbini gazaplandırıp, Resulünün incitme, Kuran a yabancı olma ve neticede Allahın feyizleri olan Ehlibeytle ilişkini koparma. Çünkü onlar hidayett meş aleleri, kurtuluş gemisinin sütunları ve Resullah (s.a.a) efendimizin risaletinin ücret ve mükafatlarıdırlar. Onlar Allahın muhkem ayetleridir. Onlar ilmi ihya eden ve cehaleti yok edenlerdir. Onlar insanların öncüleri, yeryüzünün sütunları, iman kapıları ve Allahın emanetdarıdırlar. Onlar Nubuvvet hanedanı, rahmet kapıları ve risaletin mekanıdırlar. Onlar takva nişaneleri ve karanlığın aydınlatıcılarıdır. Onlar Allahın beğenisini kazanmış ve gayb aleminin seçilmişleridir. Onlar Resullah (s.a.a) ın ilim hazineleridir. Onlar dini muhalif ve muanid düşmanların tufanlarından korumak için, dinin yere kök salmış sağlam dağlarıdır. Onların vesilesi ile hak asıl mekanına geri döner ve batıl onun yerini büsbütün terkeder. Öyleyse onlara yönelmeli, onların tarz ve yönteminden ayrılmamalı, doğru yoldan ve sırat-ul mustakimden çıkarılmamak için anlarda itaat etmelisin. Aziz okuyucu bu elinizdeki eserde yıllardan beri müslümanların zihinlerini meşgul eden ve ihtilaflara sebeb olan ve kimi zaman bu ihtilafların şiddetli boyutlara çıkmasına sebeb olan konulara Kuran, sünnet ve akıl gölgesinde açıklık getirilmeye çalışılmıştır. Bunca açık ve net delillerden sonra, bir araştırma ürünü olan bu kitabın yıllardan beri süre gelen ve bitmeyen tartışmalara son bir noktayı koyması ümidi ile eser kaleme alınmıştır. Her konuda olduğu gibi bu konudada sağlam, sahih ve doğru bir inanç ve düşünceye ulaşmak için körükörüne taklid ve cahilane taassup ve bağnazlıktan uzak durarak eserin okunmasının faydalı olacağını tavsiye ediyoruz. Müslümanlar arasındaki ihtilaflara son noktayı koyması ümidiyle... TATHİR AYETİNDE EHL-İ BEYT KİMLERDİR? Ancak ve ancak Allah, ey Ehl-i Beyt sizden her çeşit pisliği, suçu gidermek ve sizi tam bir temizlikle tertemiz etmeyi irade eder. 1[1] Bu ayeti kerime Kur anı Kerim in Ahzab suresindedir. Tefsir, Tarih ve hadisçi alimler arasında Tathir ayeti diye meşhurdur. Tarih boyunca bu ayetteki Ehl-i Beyt in kimler olduğu hususunda büyük ihtilaflara düşülmüş ve bu ihtilafların da zararının faturası ise Müslümanlar tarafından ödenmiş ve kârını ise islamın büyük ve azılı düşmanları ve emperyalist güçler kazanmıştır. Bazılarına göre Ehl-i Beyt ten maksat peygamberin hanımları, bazılarına göre Ali, Akil ve Abbas ın evlatları, bazılarına göre Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin ve bazılarına göre ise hem peygamberlerin hanımları ve hem de Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin dir. Aklı selim olan birisi bu ihtilafların hallini Kur an, sünnet ve akıl gölgesinde aramalı ve bu kavramlar içerisinde hakka ulaşmalıdır. Bu ayetin, Ehlibeytin fazilet üstünlük, masumluk ve maddi manevi noksanlıklardan uzak olduklarına delalet ettiğine tered düt yoktur. Tathir ayeti, hakikati gören, basiretli, imanlı ve ilahi yolu giden insanların gözlerini ismet ve masumluk sıfatına sahip olan Ehlibeyte dikmelerine sebep olmuştur. Ehli Sünnet ve Şianın hadis, tefsir ve tarih kitaplarından haberdar olan birisi bu ayetin sadece peygamber, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin (a.s) hakkında nazil olduğunda zerre kadar bile tereddüt etmemesi gerekir. Bunun böyle oluşu kesin ve mütevatir bilinen meselelerden olup ve onu inkar etmek Kur an a, Peygambere ve Ehlibeyte karşı yapılan inattan başka bir şey değildir. Bunun aksini iddia etmek ya kör ve batıl taassuptan ya bir takım çıkarlardan veya da hadis, tarih ve tefsir kitaplarından haberdar olmamaktan kaynaklanmaktadır ve bunun başka bir alternatifi yoktur. Ehli Sünnet in bütün fırkalarının kabullendikleri kaynaklara bakacak olursak delaleti açık olan bu Ayet in sadece beş kişi hakkında nazil olduğunu göreceğiz. Ehli Sünnet in değerli alimlerinden edebiyatçı ve tefsirci olan Celaleddin Suyiti Ed- dürrul Mensur adlı tefsir kitabında Ehli Sünnet ravilerinden bu ayetin beş kişi hakkında nazil olduğuna ve bir altıncı şahsın bulunmadığına dair yirmi tane rivayet nakletmiştir. Aynı şekilde İbn-i Carir-i Taberi tefsiri Taberi de muhtelif senetlerle on beş rivayet nakletmiş ve ayetin sadece beş kişi hakkında nazil olduğunu söylemiştir. Bu ayetin Hz. Resulü Ekrem, İmam Ali, Hz. Fatima, İmam Hasan ve İmam Hüseyin (a.s) hakkında nazil olduğuna dair hiçbir delil bile olmasaydı, bu konuda Peygamberin sadece şu sözü yeterli olurdu Bu ayet ben, Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve Hz. Fatima hakkında nazil olmuştur. 2[2] Ahmed b. Hanbel Ebu Said i Hudri den naklederek şöyle der: Bu ayet Hz. Peygamber, Hz. Ali, Hz. Fatima, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin hakkında nazil olmuştur. 3[3] Biz şimdilik Caferi ve Ehli sünnet kaynaklarında ortak olarak zikrolunan bazı rivayetleri nakledecek ve daha sonra ayetin tefsirine geçeceğiz. 1[1] - Ahzab Suresi 33. Ayet. 2[2] - Sevaik-ul Muhrika; s. 85- Gayet-ül Meram; s Tefsir-I Dür-rül Mensur; c. 5, s Kifayet-ül Talib (kenci şafii) s [3] - Sevaik-ul muhrika, s.85- Dürrül Mensur, c.5- s. 198 Yenabî-ul mevedde, s Nezmu Durer-us Simtayn, s. 204 Birinci Hadis: Peygamber (s.a.a) in değerli zevcesi ve ümmül muminin olan ümmü Seleme şöyle buyuruyor: Hz. Resulü Ekrem (s.a.a) benim odamdayken Hz. Fatima odaya geliverdi ve peygamber Fatima ya ey Fatima git eşini ve iki evladını buraya getir (Hz. Fatimanın onları seslemesi üzerine) Ali, Hasan, ve Hüseyin gelip odaya girdiler ve hepside birlikte yemek yemeğe başladılar ve bu esnada peygamber tahtın üzerinde bulunan döşeğin üzerinde oturuvermiş ve kendisininde bir Hayber kisası (aba) vardı. Ümmü Seleme diyor ki; Ben o odanın bir köşesindeki hücreye çekilmiş namaz kılmak ile meşgul iken Allah u Teala bu ayeti nazil eyledi. Allah siz Ehl-i Beyt ten her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz etmeyi irade eder Ümmü Seleme diyor ki: Ben başımı odaya sokarak şöyle dedim; Bende sizden miyim ey Allah ın Resulü? Buyurdular ki; sen hayır üzeresin, sen hayır üzeresin. İkinci Hadis: Ümmü Seleme şöyle diyor; Hz. Resulü Ekrem Fatıma ya şöyle buyurdular; Eşin ve iki evladını buraya getir Hz. Fatima onları getirdiğinde Peygamber onların üzerine Fedek kisasını (Aba) atarak mübarek ellerini onların başı üzerine kaldırıp şu duayı buyurdu; Allahım bunlar Al-i Muhammed dir bereket ve salavatını Muhammede ve onun Al-ine gönder, doğrusu sen hamd-ü senaya layık ve yücesin, Ümmü Seleme diyor ki; Ben abanın bir köşesini onların yanına girmek için kaldırdım, Peygamber abayı benim elimden çekerek sen hayır üzeresin diye buyurdular. Üçüncü Hadis: Peygamber (s.a.a) gökyüzünden feyz ve bereketin aşağı indiğini görünce iki defa kim burda dua ediyor diye buyurdular, (Ümmü selemenin kızı) Zeyneb benim ey Allah ın Resulü diye seslendi, buyurdular ki, Hz. Ali, Hz. Fatima, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyni benim yanıma sesle gelsin, onlar geldiğinde Peygamber Hasanı sağ, Hüseyni sol, Ali ve Fatimayı da karşısına oturtarak Hayber kisasını (Aba) onların üzerine atıverdi ve şöyle buyurdu; Her Peygamberin bir Ehlibeyti vardır ve bunlarda benim Ehlibeytimdir. Bunun mukabilinde Allah-u Teala şu ayeti nazil buyurdu:. Daha sonra Zeyneb, ey Allah ın Resulü ben de sizinle olabilmem için abanın altına gelebilir miyim? Diye sordu, Peygamber (s.a.a) sen yerinde kal senin sonun hayır üzeredir inşallah diye buyurdular. Dördüncü Hadis: Hamidi şöyle diyor; Sahihi Buhari ve Sahihi Müslimi in ittifak ettikleri Aişe nin müsnedindeki şu hadistir, Aişe şöyle diyor; Peygamber (s.a.a) sabah vakti evden dışarı çıktılar ve hazretin sırtında siyah bir aba vardı..hasan geldi ve Peygamber onu abanın altına aldı, sonra Hüseyin geldi onuda abanın altına aldı, sonra Fatima geldi onuda abanın altına aldı ve daha sonra da Ali geldi ve onuda abanın altına aldı ve şöyle buyurdu Allah siz Ehl-i Beyt ten her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz etmeyi irade eder Beşinci Hadis: Aişe şöyle diyor; Peygamber evden dışarı çıktı ve sırtında üzerinde nakışlar bulunan siyah bir aba vardı, Hasan geldi ve onu abanın altına aldı, Hüseyin geldi onu da abanın altına aldı, sonra Fatıma geldi onu da abanın altına aldı ve daha sonra da Hz. Ali geldi Peygamber (s.a.a) onu da abanın altına aldı ve şöyle buyurdu: Allah biz Ehl-i Beyt ten her türlü pisliği gidermeyi ve bizi tertemiz etmeyi irade eder. Altıncı Hadis: Peygamber (s.a.a) ın zevcesi Ümmü Seleme den bu ayetin onun evinde nazil olduğu naklolunmuştur. O, şöyle diyor; Tathir ayeti nazil olduğunda ben odada kapının yanında oturuyordum, dedim ki ey Allah ın Resulü bende Ehlibeyt ten değil miyim? Sen hayır üzeresin sen Peygamberin zevcelerindensin diye buyurdular. Ümmü Seleme diyor ki; o odada sadece Peygamber, Ali, Fatima, Hasan ve Hüseyin vardı. Peygamber (s.a.a) abayı onların üzerine çekerek buyurdular ki; Allah ım bunlar benim Ehlibeytimdir onlardan her türlü rics i gider ve onları tertemiz eyle. Yedinci Hadis: Salebi kendi senetleriyle Avam bin Huşeb in amcasının oğlu Mecme den şöyle rivayet eder; Annem ile birlikte Aişe nin yanına gittik, annem Aişey e dedi ki, Cemel vakiası günü Ali ye karşı kıyam ettiğini gördüm Aişe bunun Allah tarafından bir takdir olduğunu söyledi Annem (Aişe den) Ali hakkında sordu, Aişe cevaben dedi ki; İnsanlar içerisinde Peygamberin yanında en fazla değer sahibi olanı sordun. Andolsun Allah a Peygamber (s.a.a) in Ali yi, Fatima yı, Hasan ve Hüsey ni kendi etrafına topladığını ve onların üzerine bir örtü atıp şöyle buyurduğunu gördüm; Allah ım bunlar benim Ehlibeytim ve bana has olanlardır, onlardan her türlü pisliği gider ve onları tertemiz kıl. Ben dedim ki ey Allah ın Resulü bende senin Ehlibeytinden miyim? Buyurdular ki; uzak dur sen hayır üzeresin. Sekizinci Hadis: Tathir ayeti Ümmü Seleme nin evinde Peygambere nazil olunca, Fatima, Hasan ve Hüseyn i çağırdı ve Ali de onun arkasındaydı hepsinin üzerini Aba ile örterek buyurdu ki; Allahım bunlar benim Ehlibeytim dir, onlardan her türlü pisliği gider ve onları tertemiz kıl. Ümmü Seleme, ey Allah ın Resulü! Bende mi onlardanım? Diye sorduğunda, sen yerinde kal, sen hayır üzeresin diye buyurdular. Dokuzuncu Hadis: Enes b. Malik şöyle diyor; Peygamber altı ay boyunca sabah namazına giderken Fatima nın kapısı önüne gelir şöyle buyururdu; ey Ehlibeyt Allah siz Ehlibeyti her türlü pislikten gidermeyi ve sizi tertemiz etmeyi irade eder. Evet Ehli sünnet ve Şianın kaynaklarında ortak olarak zikrolunan bu hadislerden ve daha zikrolunmayan bir çok hadisten anlaşılan, bu ayetin nüzul sebebinin beş kişi olduğudur ve onlarda Hz. Peygamber, İmam Ali, Hz. Fatima, İmam Hasan ve İmam Hüseyn (a.s) dır. Gerçi Tathir ayeti nazil olduğunda sadece hayatta bu beş masum olduğundan, onların isimleri zikrolunmuştur ama diğer birçok hadislerde Ehlibeytten maksadın on dört masum olduğu açıkça beyan edilmiştir. Zira Tathir ayetinin nüzulu esnasında sadece beş masum hayatta idi ve diğer dokuz masumda İmam Hüseyn in sülbunda idi, dolayısıyla onlarda Ehlibeyt ten dirler zira buna sarih rivayetler vardır zikrolunmasının gereğini görmüyoruz. Dolayısıyla ilk beşinin ispatı diğer dokuzunun da ispatıdır kanısındayız. Zira Ya eyyuhellezine amenu Ey iman edenler diye başlayan ayetlerin muhatabı o zamanki sahabe olmakla beraber kıyamete kadarki tüm mu minleride kapsamaktadır. Zikrolunan ve olunmayan bunca hadislerin ravilerinde, bir takım kelimelerinde, nüzul mekanlarında ihtilaf olsada hadislerin birleşmiş oldukları tek bir ortak nokta Tathir ayetinin haklarında nazil olduğu Hz. Peygamber, İmam Ali, Hz. Fatima, İmam Hasan ve İmam Hüseyn (a.s) dır. Bunca raviden ve rivayetten sonra şu iyice anlaşılmalıdır ki Kisa (aba) hadisi yani Tathir ayetinin Ehlibeyt imamları hakkında nüzul olduğunu açıklayan hadis mütevatir hadislerden olup inkar edilmesi Kur an a, sünnete ve Ehlibeyte karşı bir inat ve düşmanlıktan başka birşey değildir. Sadece bu konu hakkında çoğunluğu Ehli sünnet kanalından olan yetmişten fazla rivayeti Ehli sünnetin büyüklerinden olan, tefsircileri, tarihçileri, hadisçileri sahih, hasan ve muvassak senetlerle nakletmişlerdir. Tarih, tefsir ve hadis kitaplarından haberdar olan ve mezheb taassubu olmayan aklı selim birisi bu konunun böyle oluşunda asla tereddüte düşmez ve konuyu olduğu gibi kabullenir. Şimdi Tathir ayetinin Ehlibeyt yani Hz. Resulü Ekrem (s.a.a) müminlerin emiri Hz. Ali, kadınların en afdali Hz. Fatima ve cennet gençleri Hz. İmam Hasan ve Hz. İmam Hüseyn hakkında olduğuna şahid olarak zikrettiğimiz ve daha zikredemediğimiz birçok hadisin kaynaklarından bazılarına yer veriyoruz. Daha geniş bir şekilde kaynak isteyenler Allame Şerefuddin in türkçeye çevrilen El- Müracaat (mektuplar) adlı eserinin bir araştırma bölümüne başvura bilirler. KAYNAKLAR 1- Sahih-i Müslim, Ehlibeyt in faziletleri babı. c.5. S.36, h Sahih- Tirmizi, c.5. s. 351, h Müsned-i Hanbel, c.4, s Müstedrek-i Hakim, c.3, s. 133 ve 147 ve c. 2, s Hasaisi Nesei, s İbn-i Hacer, El- İsabe, c.2, s Tefsir-i Fahri Razi, c. 25, s Tefsir-i Taberi, c. 22, s. 6 PEYGAMBER (s.a.a.) İN HANIMLARI EHL-İ BEYT TEN MİDİR? Ahzab süresinin ayetlerinin tamamının Medine de nazil olduğuna dair zerre kadar bir şüphe bile yoktur. Özellikle Peygamberin hanımlarına hitap eden bölümleri Medine de nazil olmuştur. Ahzab suresinin ilk ayetleri Peygamberin hanımlarına hitap etmektedir. Ve onlara yönelik bazı düsturları vermektedir. Bu ayetler Peygamberin hanımlarının faziletlerinden söz etmemekte aksine onları fazilete dav